Kaç Eylül geçti 12 Eylül üstünde

Ahmet Durmuş

info@hamburghaber.de


 

        Kaç Eylül geçti 12 Eylül üstünde

12 Eylül yargılanıyor (!)

12 Eylül askeri darbesi dönemin Genelkurmay Başkanı, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile emekli Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya’nın yargılandığı iki kişilik bir davaya dönüştü.

12 Eylül 1980’in bu şekilde yargılanması tam bir “komedi”

Yaşanmış olaylar unutlmaz… Ve tarihe bir küçük not.

Hakkında hiçbir delil olmamasına rağmen banka soygunu ve adam öldürmek suçundan daha yaraları iyileşmeden cezaevine getirilen Ali Aktaş’ın tek suçu devrimci olmasıydı.

Vücudundaki kurşun yaralarına direnerek ölüm döşeğinden tekrar hayata dönen Ali Aktaş, daha kurşun yaraları iyileşmeden Akçay Amerikan Tipi Askeri Cezaevine getirilmişti. Bedenindeki kurşun yaralarına ve bacağında halen çıkarılmamış bir kurşun bulunmasına rağmen, bu cezaevindeki tüm insanlık dışı işkencelere, baskılara maruz kaldı. Benim ile birlikte yargılanan (A.K) ile biz Adana 2. Nolu Askeri Mahkemeye, yine Ali Aktaş ile 150 kilometre yolu birlikte cezaevi aracının içinde gittik. Cezaevi aracının içinde bizim sadece ellerimiz kelepçeliyken (ki, bu kelepce zencirle yapılıyordu) Ali Aktaş’ın kelepçeli elleri arasına birde bacağı geçirilmişti. Saatlerce süren o yolu Ali Aktaş iki büklüm olarak bacağındaki kurşun yarasının verdiği acıyla birlikte tamamlamıştı. Bu sadece burada kısaca yazılabildiği için örnek verdiğim bir işkence türü. Bu ve buna benzer cezaevlerinde uygulanan insanlık dışı işkencecilerin yargılanmayacağı bir 12 Eylül’le hesaplaşma sadece komediye dönüşür. Ve 12 Eylül’ün uzantıları olan bugünkü iktidarların yönetimlerini meşrulaştırmaya yarar.
12 Eylül darbesinde, kararı onaylanmadan 23 Ocak 1983’te doğum gününde idam edilen Ali Aktaş’ı yaralı halde işkenceye alanlar, hakkında sahte raporlar düzenleyen ve onu sözde yargılayanlar hesap vermeli.

Meclisin, AKP’nin, CHP’nin, MHP’nin müdahil olduğu bir 12 Eylül’le hesaplaşması insana nasıl inandırıcı gelir. Hesap vermesi gerekenler bugün yukarda kısa bir örnek verdiğim acıları yaşamış olanlardan önce mahkeme kapısında sıralanmış sözde 12 Eylül’le hesaplaşıyorlar.

12 Eylül’ün bu şekilde yargılanması o dönemde insanlık suçu işlemiş sadist işkencecileri de aradan çıkarıyor.

Hiçbir sadist işkenceci, Kenan Evren’in veya Tahsin Şahinkaya’nın arkasına saklanarak kurtulmamalı. O gün kim hangi görevdeyse, kim vatandaşa zulüm etmişse hepsi ortaya çıkarılmalı ve hesap vermeli.

Aksi taktirde 12 Eylül 1980’in bu şekilde yargılanması tam bir “komedi” olur.

Kaç Eylül geçti 12 Eylül üstünde. Kaç Eylül geçsede tarih yargılamayı unutmuyor ve unutmaz. Bu Eylül olmasa bir başka Eylül’de

Xxxxxx xxxxxxxx

Kısa bir Not: İnsan tükürdüğünü yalamamalı, başlıklı yazımda, gelen olumlu ya da olumsuz yorumların hepsi onaylandı. Sadece 3-4 sayfa tutacak nitelikte gelen bir yorum onaylanmadı. O da HTBB başkanlığı yapan hanımefendi arkadaşımızın yorumuydu.
Kısaca söyleyeyim. Sorusu ve yorumu şuydu.

‘’…….geçmişte saydığınız ulusal gazetelerde çalıştığınızı, gösteren bir belge -bir gazete küpürü de olsa da yeter- gösterin ben bu mesleği bırakacağım.’’

Yazık, insan geçmişini bazen unutuyor.
Arkadaşımız Hürriyet gazetesi Hamburg Bürosunda yanlış hatırlamiyorsam 3 ay bir staj gördü. Ve o dönem bende aylık SÖZ dergisini yayınlamaktaydım. Stajını tamamlayan arkadaş nerede işe başladı dersiniz. Şimdi gazeteciliğini ispat et dediği yanımda işe başladı. Haber başına ücret almak üzere yanımda gezeteciliğe başlayan bu arkadaşımız daha sonra Sabah gazetesinin Hamburg temsilciliğini yapan Mehmet Atak’ın yanında devam etti. Daha sonra Mehmet Atak, buradan ayrıldı ve arkadaşımızda burada devam etti.

Şimdi yanımda gazeteciliğe başlayan ve haberlerini düzeltiğim, habere gönderdiğim biri bana gazeteciliğini ispat et diyor. Ben bu soruya cevap veremiyorum işte…

2.Not: HTBB Genel Kurulu’nda yeni yönetimde bulunan ve oraya emek vermiş kimseye benim haksızlık etme gibi bir niyetim yok. Başarılı olmalarını da isterim.

Benim oradaki tavrım, eski yönetimde görev alan arkadaşların yeni yönetimi yeni arkadaşlara bırakalım söylemlerini unutup, yeniden aday olmalarıydı. İşte bunun için demiştim insan tutarlı olmalı. Tükürdüğünü yalamamalı.

Yazarın Tüm Yazıları

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir