Konuk Yazar: Esma Arslan
Geçtiğimiz Perşembe günü Hamburg’da artık gelenekselleşmeye doğru yol alan “6. Tiyatro Köprüsü Festivali”nin açılışındaydım. Uzun zamandır zaman yokluğundan eskisi gibi sıkça tiyatroya veya başka
benzer etkinliklere gidemiyorum. Bu defa ama uygun zamanı ekstra ayırdım, zira böylesine güzel bir
çalışma görmezden gelinecek gibi değil.
Açılış programından sonra sergilenen Tiyatro Kumpanyası Berlin’den Kemal Kocatürk’ün yeni oyunu “Beşi Bir Yerde“yi seyretme imkanını buldum. Açılış ve oyunla ilgili yeteri kadar haber çıktığı için bunu es geçiyorum. Ama asıl değinmek istediğim konular başka.
Kuzey Almanya’nın liman kentlerinden Hamburg bir haftadan fazla süren bir festival ile 8 tiyatro grubuna ev sahipliği yapıyor. Mahmut Canbay’ın idaresi altında faaliyetlerini sürdüren Mut! Tiyatrosu’nu bu anlamda kutlamak gerekir.
Dikkatimi çeken yıllardır Hamburg’da tiyatro faaliyetlerini sürdüren her grubun festivalde ayrım gözetmeksizin yer almalarıydı. Yıllardır göçmenlere tiyatro sevgisini aşılamaya çalışan sanatçıları böyle
bir festivalde bir araya getirebilmek bence yerinde ve anlamlı.
Sanatçılar zor insanlardır, hangi nedenle olursa olsun birçok konuda bir araya gelebilmeleri, ortak çalışmalarda, kolektif faaliyetlerde yer almaları her zaman o kadar kolay değildir. Tiyatro köprüsü festivali ile bu kısır çekişmelerin yavaş yavaş kırılmaya başladığını görmek sevindirici ve ilginç.
Göçmenlerin sanata ihtiyaçlarının ve ilgilerinin olduğu ortada. Bu türden benzer etkinliklere ağırlık verilmesinin güzel olduğunu özellikle belirtmeliyim. Dile kolay o kadar grup ve insanın sanat ve tiyatro sevgisi sayesinde bir araya gelmesi, getirilmesi öyle basit bir olay değil. Kültür ve sanat hepimizin ihtiyacı, her geçen gün yeni gelişmelerin, olumlu ilerlemelerin meydana gelmesi bu anlamda ayrıca sevindirici.
Diğer grupların da yıllardır verdikleri emek, bu uğurda sergiledikleri özveri ve çabalar, hepsinin böylesine güzel ve değerli festivalde bir araya getirilmesi bence çok önemli bir gelişme. Umarım gelecekte de bu anlayış ve kolektif ruh devam eder.
Sanat ile zengin olunmaz, büyük paralar kazanılmaz. Kültür ve sanat daha çok bilinçlenme, keyif alma, güzelliklerin tadıyla yetinme anlayışı üzerinde yükselir. Belki bazıları başka anlamlar yükleyebilirler ama ben de sanatı anı güzelleştiren faaliyetlerden biri olarak bakıyorum.
Sanat, edebiyat, tiyatro, resim, müzik para için yapılmaz. Bunlar tutkudurlar, aşk ile, sevgi ile yapılırlar. Bazı insanların kim bilir ne çıkarları var, ne planlıyorlar acaba, türünde suçlamaları aslında onların kültür seviyelerini gösterir. Herkesi kendileri gibi sanmaları onları böyle çirkin konuşmalara ve ifadelere yönlendiriyor sanıyorum.
Sonlarken göçmenlerin sanata, sanatın her dalına, tiyatroya da ihtiyaçlarının olduğunu görmek gerekir. Bu anlamda bu türden faaliyetler tabii ki desteklenmelidirler. Bu anlamda etkinliği organize edenlere, Mut! Tiyatrosu’na ve yöneticisi Mahmut Canbay’a buradan teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyorum. Etkinlik 28 Mayıs’a kadar devam ediyor. Kaçırmayın.