Nihat ERCAN
(TGH Onursal Başkanı)
ni.ercan@googlemail.com
Demokrasi ve AfD Sorunsalı
Almanya Demokrasisi tüm kurum ve kurallarıyla var olmak için çok önemli bir süreç yaşamaktadır. Demokrasi toplumun hem amacı ve de hem aracıdır. En temel evrensel insan hakları temelinde güçler ayrılığının eksiksiz uygulandığı, hukukun üstünlüğünün egemen olduğu; bireysel özgürlüğün, toplumsal eşitliğin gerçekleştirilebileceği yönetim ve yaşam biçiminin gerçekleşmesidir.
Almanya iki yüzyıldır olumlu ve olumsuz en sert ve keskin dönüşümleri yapan toplumun 2. Dünya Savaşından sonra oluşturduğu anayasal demokratik sistemin korunması ve kollanması açılarından geliştirdiği yasal aygıtların kullanılması alanında çekingen, ayrıntılı bir tutum sergilemektedir. Yasaklamak demokrasiyi zedeleyebilir endişesi özellikle Hitler Faşist diktatörlüğünün olumsuz tarihsel deneyimlerinin sonucudur. Bu nedenle ince eleyip sık dokur, bin düşünüp bir işlenir.
Bu tutum ve düşünce demokratik politik yelpazenin tüm bileşenlerini kapsar. Bu konuda sosyal demokratları, konservativ demokratlardan ayırmak olası değildir. Hatta Yeşiller ve Koministler de bu konularda çok ayrı düşünce ve tutumda değillerdir. Bu olgun ve saygın politik/ideolojik Felsefe bu toplumun ekonomik, kültürel, bilimsel, teknolojik alanlarında da geçerlidir. Minimal ve maksimaldan kaçınarak optimala ulaşmak istenir ve de GEÇte kalınabilir gerekli ve yeterli önlemleri alarak yıkıma uzanan olayları, durumları, gelişmeleri engelleyecek politikaları oluşturup uygulamakta.
Bu konuda geçen yüz yılında Almanya Birliğinin sağlanması sonunda başlayan ve 21.yüzyılda ivmelenerek gündeme oturan aşırı sağ örgütlenme Süreci ve AfD´nin kurulup gelişmesi tüm uyarılara karşın ıskalanması, yanlış değerlendirilerek önemsizleştirilmesi, aymazlığı varan geciktirilen yaptırımların, olanakların boşa gitmesine neden olmuştur. Sürecin başlangıcında çok bu oluşumla savaşımın çok daha kolay olacağı belliyken, toplumsal, kültürel, ideolojik, yasal önlemlerin alınmasının savsaklanması bugün işlerin daha da zorlaşmasına neden olmuştur.
20. Yüzyılın YIKIMINI, 21, Yüzyılda yeniden yaşamamak için , tüm önlemleri alarak en etkin yöntemleri kullanarak, etik, kültürel, ideolojik, bilimsel/teknolojik, yasal anayasal toplumsal, demokratik moral üstünlükle bu Faşist Güç engellenebilir. Bu bir zorunluluktur, mutlaka engellenmelidir. Bu zorunluluk, tüm insanlara, medyaya, toplumun en geniş kesimlerine, yargıya, yasamaya ve özellikle de politik sınıfa, yürütmeye büyük sorumluluk ve görev yüklemektedir. Bu sorumluluk ve görevden kaçmak, demokrasinin ve insanlığın onurlu yaşamına YIKIM getirebilir. Geçirilecek zaman yoktur, Gerken yapılmalıdır.
+Yazarın tüm yazıları