Normalleşmek-Normalleşmemek

Nihat ERCAN

(TGH Onursal Başkanı)
ni.ercan@googlemail.com


Normalleşmek – Normalleşmemek

Yarım yıl sonra yine Ülkemiz Türkiye ́ye geldik. Avrupa ́dan ülkemizdeki gelişmeleri medya aracılığla ya da telefonla sürekli izliyoruz. Yüzyılın Yıkımı Deprem ve sonuçları, genel ve yerel seçimlerin sonuçları, ekonomik kıriz, eğitim alanındaki „Müfredat“ tartışmaları, yolsuzluk davaları, İyi Parti ́deki olumsuz gelişmeler vb. konular bilinen gerçeklerdi.

Tüm bu konuları biliyorduk ama onlarla birebir olmadığımızdan, uzaktan biraz da trajeik bir film izler gibi geliyordu, üstelik hiç sıkıcı değildi, en iyi ödüllü filmlere dur diyordu… İlk haftada ödenecek, vergiler, sigortalar, temizlik onarım, boya badana, elektrik, su, gaz telefon ödemeleri, gıda yemek giderleri derken bir emeklinin en az altı aylık geliri uçtu gitti. Avro denilen Almanya ́da harcanan para biriminden 200 ́lüklerin ancak bankalarda küçültüdüğü, alışveriş yerlerinde alınmayan para bile enflasyonda Türkiye ́de. Geçen yıl değeri yaklaşık aynı olan Avro yüzdü yüz alımgücünü yitirmiş. Anormal bir Gelişme. Usuma gelen ilk soru: Peki buradaki insanlar nasıl geçiniyorlar, bu çılgın Türkler gerçekten çıldırmadan nasıl yaşıyorlar! İnsanlar sakin, sessiz, tv-lerde diziler, ulusal ayaktopu karşılaşmaları, uluslararası ayak topu karşılaşmaları izlemeyeni yok, ben bile izledim.!Türk Mucizesinin sırrı ne olabilir? Ben 68 kuşağındanım, dışım dursa içim durmaz, usum tutulsa, duygularım dışa vurur tepkilerimi. Hayallerimde çözümleme umutlarım yeşerir, renk renk çiçekler açar gönül bahçemde. Hiç solmaz umut çiçeklerim. Genelde insanların çoğunluğu da böyledir kanısındayım. Öyleyse sırrı ne bu MUCİZEnin, ne bekliyor, neden susuyorlar? Mucize, mucizedir, sırrı mı olur. Bir selam karşılığı, bin ah işitiyor insan, o kadar! Anormal bir durum. Sızlanmayı, yakınmayı biliyor toplumumuz. Bozlaklarla göz yaşı döküyor, arkasından çalan oyun havalarıyla gözleri parlıyor.

Aylardan Haziran, sıcak mı sıcak, bu yıl erken bastırdı sıcaklar. Normal değil, anormallik egemen herkese, her şeye. CHP Genel Başkanı Ö. Özel „Normalleşmeliyiz“ dedi. Politik, sosyal, ekonomik, insan ilişkilerinin ve yaşamın tüm alanları kapsam içi söyleminin. Tepkiler çok yönlü, çok boyutlu oldu, oluyor. Karşıt cephede başlangıçta olumlu karşılandı, sonradan normalleşmeme, özellikle küçük ortak çıkarları açısından yararsız ve hatta zararlı buldu, bu normalleşmeyi, anormal durumlar kanıksanmış ve politikalarına uygun düşüyordu. Karşılıklı geliş gidişler oldu Özel ve Erdoğan arasında. Bunu toplumun geniş kesimleri ve sağduyulu solduyulu yorumcular, gazeteciler olumlu buldu, bir iklim değişikliği iyi olacaktı, oldu da.

Ancak bir başka anormallikten beslenen küme de Özelci görünümlü yandaş kesim de olmaz, olamaz normalleşme türküsünü tutturdu, teslimiyetçilik denildi, „müzakere değil, mücadele edilir“ söylemine yönelindi.

Demokratik Politika, çıkar savaşımın barışçıl yöntemlerle konuşarak, inandırarak, yığınsal gösteri, protestolarla yapılması olunca, yasal yolların son uçlarına varana dek zorlanmasıyla yani Görüşme ve Savaşım „müzakere ve mücadele“ ile yapılan eylemler bütünüdür. Bütüncül yaklaşım, kendi içinde almaşıklarını somut durumlara göre üretir. Demokratik politika yoktur, politikalar vardır. Seçeneksizlik, politikanın hüsranıdır, başarısızlıktır, yıkılıştır, çöküştür. Demokrasilerde politika yapmak somut gelişmelere uygun seçeneğin sürekli uygulama alanına sürülmesi demektir.

Anormalin normal sayıldığı bir ülkede, normalin anormal olarak algılanması normal değildir. Anayasaya, yasalara, kurallara uymak, insanın insanca özgür ve eşit olarak yaşadığı bir düzendir normalleşmek. Buna aykırı düşüncelere de hoşgörüyle bakar demokratik anlayış. Ama eylemine karşıdır.
Antalya’dan Selamlar.

 

Yazarın tüm yazıları

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir