Kazım Abacı ile Hamburg’u konuştuk

(C) HAMBURGHABER

Abacı, TGH kongresini yakından izledim. Siyasetçilerin sivil toplum örgütlerinde aktif çalışmasına taraf değilim. Kilometrelerce uzağa göre politika yapmayı doğru bulmuyorum


Mehmet Taner /HamburgHaber
——————————————- 


2011 sonbaharında başlayan ‘Vatandaşlık Kampanyası’ birinci yılını geride bıraktı. Kampanyadan beklentiler nelerdi, ne kadarı başarıldı? Alevi Toplumu, tarihinde ilk defa bir devlet antlaşması imzaladı. ‘Dinler Antlaşması’ sadece Hamburg ve Almanya’yı değil, Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyordu. TGH, karışık ve uzun bir süreç sonunda delegelerin büyük çoğunluğunun desteğini alan Nebahat Güçlü, yeni TGH Başkanı oldu. Bütçe görüşmelerinde sona yaklaşıyoruz. 2013’ de Hamburg’da kısıtlamalar nasıl olacak?

HamburgHaber olarak, Hamburg’da yaşanan politik gelişmeleri, SPD Hamburg Eyalet Milletvekili Kazım Abacı ile konuştuk.

HamburgHaber:  ‘Hamburg benim limanım, Almanya benim yurdum’ sloganıyla başlayan ve Kasım ayında birinci yılını dolduran ve toplam 3 yıl sürecek olan kampanyanın bugün itibariyle geldiği durumu anlatabilirmisiniz?

K.Abacı: Bizler bu kampanyaya başlarken ‘Hoşgeldin Kültürünün“ yansıtılması açısından önem arzettiğini belirtmiştik.

Amacı ‘Hoşgeldin Kültürünün’ yansıtılması. Buda, en iyi nasıl olabilir? Başbakanın kendisinin mektup göndermesinin, bunun en(C) HAMBURGHABER iyi aracı olacağını düşündük. Fakat şöyle bir sorunu da içerisinde barındırıyor. Alman Vatandaşlığına geçişin belli kriterleri var. Bu kriterlerin yerine getirilmesi gerekiyor. Mektup gönderildiğinde ‘hemen Alman Vatandaşlığına geçilecek’ diye bir durum da sözkonusu değil.

Bir sene öncesine göre yüzde 50 oranında Alman Vatandaşlığına başvuruda bir artış oldu. 137 bin kişiye mektup göndermeyi hedefledik. Özellikle son 8 yıl Hamburg’da yaşayan göçmenlere göndermeye başladık bu mektupları. Ayda, 4 bin mektup gönderiyoruz. Yani henüz 137 bin mektupa ulaşamadık.

HamburgHaber:  Son 8 yılını Hamburg’da yaşamış bütün insanlara mı bu mektupları gönderiyorsunuz? çünkü geride mektup hiç gönderilmeyecek 100 bin kişi yaşıyor.

K.Abacı: Mültecilere ve öğrencilere, biz bu mektupları göndermiyoruz. Bunların dışında son 8 yılını doldurmamış olan göçmenlere de bu mektuplar gitmiyor. Kalan 100 bin kişi bu toplumu oluşturuyor. Hamburg’da şu an 240 bin türkiye kökenli insanın yaşadığını düşünürsek aslında ciddi bir çalışma olduğu otaya çıkmaktadır.

HamburgHaber:  Mektup gönderilmesine ragmen engel çıkartılan bir çok insan sözkonusu. Siz bu şikayetlerle ilgilene biliyormusunuz? Uzun yıllar Almanya’da yasamış olan yaşlı kuşak Almanca dil testi yüzünden sorun yaşıyor.

K.Abacı: Elimizden geldiğince somut olarak ortaya çıkan sorunlarla ilgili takibatımız olmaktadır. Fakat bazı yasalar federal düzeyde olduğu için fazla bir etki yapamıyoruz.

HamburgHaber:  ‘Dinler Arası Antlaşma’ ile Hamburg bir ilki gerçekleştirdi. Hamburg Parlamentosunda yapılan oturumda, oylama sonucunda Anayasa Komisyonuna gönderildi. Anayasa Komisyonu nasıl bir çalışma yapacak.?

K.Abacı: SPD olarak istemiş olsaydık, Anayasa Komisyonuna göndermeden yasalaşmasını sağlayabilirdik. Fakat biz bunu istemedik. Komisyonda, uzmanlar tarafından incelenecek. Alman Toplumunun kabul edebileleceği bir duruma getirilmesine dikkat edilecek. Uygulamada sorun haline gelebilecek ayrıntılar üzerinde çalışmalar yapılacak. Bu çalışmalar sonucunda en geç Şubat ayında Parlamentoya geleceğini söyleyebilirim.

HamburgHaber:  CDU, Genel Kongresinde, Hamburg’da yapılan antlaşmaya karşı tepkiler geldi. Bu konuda ki düşünceniz?

K.Abacı: Evet, Genel Kongrelerinde antlaşmaya karşı olduklarını beyan ettiler. Sebeb olarakta; SURA ile imza(C) HAMBURGHABER atılmasına karşı olduklarını söylediler. SURA içerinde ‘Milli Görüş’ ün etkin olduğunu, Milli Görüşün ‘Demokrat’ olmadığını, Alman Anayasasına bağlı olmadıklarını, Anayasa Örgütünün denetiminde olduğunu bu yüzden SURA’nın imzasına karşı olduklarını savundular. Bu aynı zamanda yapılan sözleşmeye de karşı oldukları demektir. Fakat Meclisteki konuşmamda da belirtmiştim; CDU, girdabın içerisinde. Ole von Beust yönetimindeki önceki hükümet, ilk olarak ‘Din Antlaşması’ yapmak istediklerini ST. Georg’daki Camide telafuz etti. Peki, kimin camisi idi bu cami? SURA’ nın Camisi idi. Samimi davranmıyorlar.

HamburgHaber:  FDP’nin yasaya karşı olmalarındaki ana sebebi, temel hak ve özgürlüklerin zarar göreceği. Bu konuda ‘Kadın’ haklarının gerileyeceği endişesindeler. Toplumumuzda bu şekilde düşünen kadınlarımızda mevcut?

K.Abacı: Anayasamızla güvence altına alınmış olan ‘Temel Hak ve Özgürlükler’ ile ‘Dinler Antlaşması’ çok farklı konular. Alman Toplumunun, İslam üzerine önyargıları sözkonusu. Bu antlaşma ile bu ön yargıları yoketmek, en aza indirgemek istiyoruz. Din dersleri zaten camilerde veriliyor. Bizim isteğimiz ayrım yapılmadan derslerin verilmesi. Aile içerisindeki dini yada farklı sebeblerle uygulanan ‘baskı’ karşısında yasalarımız, kadınları, güvence altına almıştır. Bu antlaşma ile bu haklara zarar verilmesi düşünülemez.

HamburgHaber:  TGH’nın kongresine katıldınız. Nebahat Güçlü, büyük bir delege desteği ile başkan seçildi. Yönetim Kuruluna ise Erkan Erçin ve Coşkun Coştur gibi son dönemde CHP  ile anılan isimler geldi. Sosyal Demokrat olarak Yurtdışı CHP çalışmaları hakkında düşüncelerinizi öğrenebilirmiyiz?

K.Abacı: Bir siyasetçi olarak TGH kongresini yakından izledim. Siyasetçilerin sivil toplum örgütlerinde aktif çalışmasına taraf değilim. Burada yaşayan insanların, buraya yönelik politika yapması doğru olan. Fiziken burada yaşayıp kilometrelerce uzağa göre politika yapmayı doğru bulmuyorum. TGH gibi bir kurumun misyonu ne olmalı? Asıl önemli olan işin bu tarafı. Türkiye’nin burada uzantısı gibi mi çalışacak ve sadece Türklerin temsilciğine mi soyunacak? Yoksa TGH, buradaki göçmenlerin ve özelde Türkiyeli göçmenlerin, göçmenlikten doğan sorunlarına el atıp, taleplerini mi dile getirmeli. Kısacası çalışmasının merkezine Türkiye’yi mi koyacak yoksa Almanya’ yı mı? Aslında bunun tartışılması gerekiyordu. Fazla yoğunlaşılmadı bu yönde. TGH’ nın bu tartışmayı yapması gerekiyor.

HamburgHaber: Yurtdışında yaşayan Türk Vatandaşlarının, Türkiye’deki seçimler için oy kullanması, doğal olarak partilerin gözlerini buraya dikmesini de beraberinde getirecek.

K.Abacı: Evet, insanların oy kullanması ya da bir partide aktif olarak çalışması prensipte doğru. Burada yaşayan Alman Vatandaşı olmayan Türk Vatandaşlarının burada oy hakkının olmaması gibi Türkiye’de de oy kullanamaması olumsuzluktu. Doğal olarak Türkiye’deki partilerin burada örgütlenecek. Oy potansiyeli söz konusu. Fakat TGH’ nın yönetimde sadece bu arkadaşlar yok. O arkadaşlarda biliyorlar; TGH ayrı bir kurum. CHP farklı bir kurum. Tabiki bunları karıştırırlarsa o zaman sorunlar yaşanabilir. Umarım karıştırmazlar.

HamburgHaber: TGH Divan Başkanı Hakkı Keskin, eski yönetimin siyasetten uzaklaştığını, daha çok projelerle anıldığını söyledi. Eski Başkan bu duruma tepki gösterdi. Keskin’i sempozyuma davet etti.

K.Abacı: Sayın Yılmaz ile birlikte bir çok çalışma yaptık. Kendileri kongrede bunu dile de getirdiler zaten. Sonuçta bu bir ekip işi. Sadece Hüseyin Yılmaz ile açıklanamaz.

HamburgHaber: Bütçe görüşmelerinde sona yaklasıyoruz. önümüzdeki hafta parlamentoda olacak. Komisyon toplantılarında kısıtlamalardan bahsedildi. özellikle borçların ödenmesi ve yeniden borçlanmanın yapılmaması gibi SPD nin fikirleri sözkonusu. Bu durumdan dar gelirlililerin olumsuz etkileneceği ifade edildi. 2013’ de bizleri ekonomide neler bekliyor.?

(C) HAMBURGHABERK.Abacı: İlk olarak, gerek eyaletler gerekse fedaral düzeyde, Sol Parti dışındaki tüm partiler, anayasaya, 2020 yılına kadar yeni borç yapılmaması konusunda, yani devlet vergi gelirleri ve diğer gelirlerle birlikte harcamaları karşılaması yönünde hüküm konulmasını istiyorlar. Hamburg’da da böyle bir durum sözkonusu. 2020 yılında bu planlama olacaksa biz bunu bekleyemeyiz. Şimdiden bu planlamayı yapmak zorundayız. Yavaş yavaş bu hazırlıklarımızı yapmalıyız yoksa kaos çıkar. Vergi düzenlemelerini, harcamaları bu plan doğrultusunda ayarlamanız gerekiyor ki; olumsuz etkileri o kadar büyük olmasın. Bu sadece çerçeve. Hamburg’da eğitim alanında kısıtlamaya gitmekten ziyade milyonlarca para eğitim alanına aktarılıyor ve aktarılacak. Eğitimde kısıtlamaya gidilmeyecek aksine daha fazla desteklenecek. Bu, hükümetin önüne koyduğu hedef. Kreşlerin ucuzlatılması ve herkesin yararlandırılması, öğlen yemeklerinin bedava hale getirilmesi, 2 sene içerisinde Hamburg’da okulların tam gün olması, ünüversitelerde harçların kaldırılması, yani kreşlerden ünüversiteye kadar eğitimin ücretsiz yapılması, hükümet olarak önümüze koyduğumuz en önemli görevimiz.

İkinci olarak ‘Konut’ sorunu. Hamburg’da çok ciddi konut sorunu yaşanıyor. Bunun en önemli sebebi, son 10 yıl içerisinde çok çok az konut yapılmış olması ve sosyal konutların hemen hemen hiç yapılmamış olması. Sosyal konutların ve diğer konutların yapılması için devlet, elindeki arazileri ‘kim daha çok para veriyor’ şeklinde satmanın ötesinde, sosyal adalet, sosyal konut çerçevesinde daha da ucuza verip, konut sorununu çözmeye çalışıyor.
Bunlar para gerektiren konular. Bu konularda kısıtlama düşüncemiz sözkonusu değil.

HamburgHaber: HafenCity’ de devam eden Elbphilharmonie inşaatı, bütçesini kat kat arttırmış olmasına rağmen hala tamamlanamadı. çok ciddi harcamalar sözkonusu. Hükümet burada kısıtlamaya gidecek mi?

K.Abacı: Elbphilharmonie bizim başımıza patlayan bir sorun. Fakat işin sorumlusu aslında biz değiliz.
Bizden önce yapılmış olan mukaveleler ve anlaşmalar öyle problemli ki yakında hükümet bu konuda açıklama yapacak. Büyük bir ihtimal ile gelecek hafta yapılacak bu açıklama. İnşaatı yapan Hochtief şirketiyle, epey sorunlar yaşanıyor. Önceki hükümetin yapmış olduğu sözleşmeler, malesef elimizi zayıflatan sözleşmeler. Bunun içerisinden çıkmak kolay değil. Bunun sorumlusu bu hükümet değil. Bunu böyle bilmek gerekir.

HamburgHaber: Sosyal alanda ne gibi kısıtlamalar gündeme gelecek?

K.Abacı: Sosyal alanda çok ciddi kısıtlamaların olacağı sözkonusu değil. Muhalefet bu konuda ‘daha fazla kısıtlamalar yapıyorlar’ şeklinde açıklamalarda bulunuyorlar. Bu doğru değil. Muhalefeti de anlamak gerekiyor, sonuçta muhalefet yapıyorlar. 08 Aralik 2012

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir