0 GÜN BENDE YANDIM

Ali AKDEMİR
ali-akdemir@hotmail.de

O gün bende bende yandım.

Alevden bir harmandı tüm yanım yörem.

Kızgın bir saç konmuştu ayaklarımın altına..

Başıma ateşten bir yağmur yağıyordu.

Korlaşmış bir demirden çubuktu elimdeki kalem.

Kaynar kazandı fokurdayan yüreğim.

O gün bende yandım…

Topladığım yıldızları düşürdüm birer birer…

Dibi görünmez bir kuyuya yuvarlandım..

Başım aşağıda,ayaklarım yukarıda topaç gibi dönmeye başladım…

Karnım gerildi, göğsüm şişti, soluğum kesildi…

Dudaklarım çatladı…

Düş değil gerçekti yaşadıklarım...

Değerli Hamburghaber okurları;

Madımak otelinin kamulaştırılmasıyla beraber tekrar gündeme gelen bu sorun için tarihi bir fırsat ele geçti. Bu fırsat değerlendirilmeli ve  yaşanan acı olayların bir daha yaşanmaması için sağduyu hakim olmalı. Kamulaştırılan Otel bir an önce müzeye dönüştürülmeli ve yüreklere su serpilmelidir. Aksi bir tutum yangını daha fazla  körüklüyecek ve sorunu içinden çıkılmaz bir hale getirecektir.

Sivas 1993 Yüreklerimizde Kanayan Bir Karanfildir!!!

Bu konuda çok şeyler yazıldı, çizildi. Ama hala bugüne kadar somut adım atma konusunda bizleri sevindirebilecek bir olumlu gelişme yaşanmadı. Bu aşamada hala  ne bekleniyor?  Buna anlamak güç. Madımak bir utanç tablosu olarak hala gözümüzün önünde duruyor..

İnsanı insan yapan değerlerden birisi de, tarihte yaşanılan acılara karşı yüreklerimizde aynı acıları hissedebilmek, aynı duyarlılığı gösterebilmektir. Yaşamda öyle anlar vardır ki adeta insanlık sınavı veririz. Böylesi anlarda insan olmanın kriterleri işler. İşte o an yüreğimizin, vicdanımızın sesini dinleriz. İşte “ Madımak Müze Olmalı “ talebi de bir arada yaşama kültürünü tahrip eden, anlayışların üzerine gidebilecegimiz, yaşanılan acılara karşı ortak tavır gösterebileceğimiz somut haklı bir taleptir.

Bundan 17 yıl önce Sivas’ta Madımak otelinin yakılması sonucu35 güzel insan katledildi. 20 Asrın insanlık ayıbı olarak, tarihe kara bir leke olarak geçen bu menfur olaydan dolayı hala  Sivas yüreklerimizde kanayan bir yara olarak yaşamaktadır. 2 temmuz 1993 yılında Sivas’ta yanan ateş düştüğü yeri yakmakla kalmadı, yüreği insanlıktan, kardeşlikten, barıştan dostluktan  yana çarpan yürekleride acımasızca yaktı, katletti.. 2 Temmuzda Sivas’ta bir bütün olarak insanlık yara almış, yanmıştır. 35 canın yandığı, Madımağın hala niye Müzeye çevrilmediğini  yüksek sesli sormak istiyorum. Bu konuda birşeyler yapmamakta direnen, mantığı, anlıyabilmiş değilim.

Bu durumu insanlık ayıbı, utanç tablosu olarak görüyorum. İnsanlarımızın diri diri yanarak öldüğü bir binanın hala niye müzeye çevrilmediğini, buradan yüksek sesli yetkililere ve bireylere  soruyorum. Toplumu oluşturan bireyler olarak, bu konuda bizler üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirebildikmi???

Hayatı Paylaşmak için Engel Yok

Toplum olarak, yaşanmış acıların izlerini hep beraber silmek, bertaraf etmek istiyorsak, artık lütfen kendimize gelip, ortak değerlerimize sahip çıkalım. Sivasta yaşanılanları, gelecek nesillere unutturmamak için ” Madımak Müze Olmalı “ talebini daha yüksek sesli olarak dile getirelim. 1993 yılında yaşanılan, insanlık utancını ortadan kaldırmak için  Madımak’ın “ Utanç Müzesine çevrilmesi için yoğu çaba harcayalım.Sivas’ta çıkarılan yangının üzerine hep beraber el ele gidelim.Bu konuda her sessizlik, her kanıksama,  her kabulleniş yangını büyütecektir.

Haydi öyleyse önümüzde duran tarihi fırsatı değerlendirerek, “ Madımak Müze Olsun” talebini daha yüksek sesli haykıralım.

Önümüzdeki duran utanç tablosunu ortadan kaldırmak için, el ele , yürek yüreğe vererek  üzerimize düşen tarhsel sorumluluğumuzu  yerine getirelim…

Öyleyse hala neyi bekliyoruz???

 

İlgili Haberler

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir