Başbakan F.Merz´e Açık Mektup

Başbakan Sayın F. Merz

Avrupa´nın en güçlü devletinin, Federal Almanya Cumhuriyetinin Başbakanı olarak yaptığınız açıklamalar, hem ülke içinde ve hem de ülke dışında yankı bulacaktır, buluyor da.

Başbakan olarak yaptığınız açıklamalar muhalefet dönemindeki yaptığınız açıklamalara gore kamuoyunda daha etkili olduğu kadar da, daha güçlü tepkiler de görecektir. Nasıl açıklamalar yapacağınız elbette sizin bileceğiniz, belirleyeceğiniz iştir, politikadır. Ancak nasıl tepkiler alacağınız, sizden bağımsız olarak olumlu veye olumsuz bu açıklamalarınızdan etkilenenlerin tepkileri de onların en doğal seçenekleri, en demokratik hakları olacaktır. Buna bir itirazınız olamaz, olsa da toplumsal bir gereklilik, hatta bir zorunluluk, nesnel bir gerçeklik olarak kendisini gösterecektir.

Yıllar önce dillerdirdiğiniz “Öncü Kültür,Leitkultur” çok tartışıldı kamuoyunda. Bunun anlamının çok değişik yorumlara neden olduğunu, işin giderek diğer kültürlerin dışlanmasına, çok kültürlülü8ğün, çoğul kültürlülüğün yok sayılmasına ve hatta, kültür ırkçılığına varan boyutlara taşınndığının ayırdındasınızdır, sanıyorum. Bu nedenle partiniz içinde bile size karşı olanlar, size eleştirenlerin olduğu biliniyordu. Diğer demokratik partiler, kurumlar kuruluşlar, sendikalar size karşı tavır koydular, sert eleştirilerde bulundular. Almanya´daki Yabancı ve Göçmen topluluklarından ve Türk toplumundan da yoğun eleştiri almıştınız. Biz de bu kervana katılmıştık.

Bunun erkilerini politik yaşamınızda mutlaka bir biçimde görmüş olmalısınız. Nasıl etkilendiğinizi kestiremiyoruz. Sizi daha da biledi mi, yoksa geri adım attırarak yanlış anlaşılma bahanesine mi sığındınız bilemiyoruz. Ancak kaomuoyunda bu konu tavsadı, giderek gündemden düştü,unutuldu sanılırken, sizin son açıklamanız, üstelik de en yetkili ve de sorumlu bir yerdeyken, Başbakan iken yapığınız ve üstüne üstlük bir zaman sonrada daha da açıklık getirdiğiniz: „Kentlerimizin görüntüsü sorunu “ açıklamanız, kamuoyunda olumsuz çağrışımları yeniden hortlattı.

„Dişçi yeranları (Randevuları)“ , Kızlarınıza sorun, onlar anlar“ vurgulamanızı, küçük Paşalar“ benzetmenizi, „Öncü Kültür“ masalına eklenen özdeyişler olarak hak ettikleri yeri alacaklardır!

Sayet bunlarsa Oncü Kültürlülük, gerekmiyor, kalsın. Ancak tüm bü özdeyişimsi söylemlerin bitişiğinde ırkçılık pusuda yatmaktadır; bir aşama ötesi için. Gerçi siz özür dilemediniz, açıklık getirdiniz söylemlerinize ama biz kuşkuyla değerlendiriyoruz ikisini de. Dilinizin sürçtüğü söylenemez Sayın Merz! Vurgulaya, vurgulaya kamaraların önünde Dünya kamuoyuna duyurdunuz ve de daha sonradan açıklık getirdiniz ilk söyleminize. Dil Sürçmesi değil de iyi tanımlanmamışlıktan kaynaklanan „ amacını aşmışlık“ olmuş birazcık, Politikacıların en ucuz aklanma sığınağına hoşgeldiniz. Freudculukta nasıl bir açıklaması vardır bu davranışın acaba bilemiyorum?!

Güzel ve verimli bir taktik: Önce sınır tanımadan, ulaştır istediğin toplumsal kesimlere bir uçtan öbür uca söylemini, sonra, sınır tanımlamasını değiştir,daralt ve toplumun eleştirel kesimlerinin gönlünü al. Önce AfD ile yarış sonra demokrat kesimlerle barış!
Bu yarış kamuoyunda AfD tarafını güçlendirdiği alğısını oluşturur, çükü söylemlerde özdeşlik sözkonusudur. Bu nedenle Merz´in taktiği ters teper. Karşı tarafı değil ama kendi tarafını zayıflatır.
Olmuyor Sayın Başbakan Merz, olmuyor böyle. Biz bile daha önceki olumsuzluklara karşın, CDU´lu Merz AfD´yi engelleyebilecek bir figür, bir demokrat politikacı olarak oy verilerek desteklenebilecek bir diğer seçenektir sanıyorduk. Yanıltmayın daha lütfen; insanlık ve demokrasi adına çok ağırımıza gidiyor bu durum. Ne hıristiyanlığa ne demokratlığa yakışır bunlar,sayın CDU´lu Başbakan!

Almanya toplumunun büyük kesimleri geçmişteki tüm çelişkilere karşın, tarihin doğru yanında durarak, demokrasi ve barış içinde yaşamayı seçecektir, umudundayız.Sizin de bu dileğimize katılacağınız beklentisiyle …
Selamlar Sayın F. Merz.

Hamburg, 03.11.2025