Alman hükümetinin, Hamburg limanı hisselerinin bir bölümünü Çin devletinin kontrolündeki firma Cosco’ya satmak istemesi, kamuoyu ve siyasette tartışma yarattı.
Alman kamu yayın kuruluşları NDR ve WDR’in Perşembe günü yayınlanan haberine göre, sürece dahil olan altı bakanlığın tümünün bu hamleye karşı olduğu ancak Başbakanlık’ın satışı gerçekleştirme konusunda direttiği belirtildi.
2021 yılında Hamburg limanında faaliyet yürüten lojistik firması HHLA ile Çinli terminal işletmecisi Cosco Shipping Ports arasında yapılan anlaşma kapsamında, Çinlilerin Hamburg limanındaki üç terminalden biri olan HHLA terminalinin yüzde 35’lik hissesini satın alması öngörülmüştü. Planın iptal edilmesi yetkisi elinde bulunan federal hükümetin ise, söz konusu satışı yapmayı planladığı su yüzüne çıktı. Hükümet anlaşmayı aktif biçimde iptal etmediği takdirde, anlaşmanın Ekim ayı sonunda otomatik olarak onaylanmış olacağı belirtiliyor.
Başbakan Olaf Scholz’ün Kasım ayı başında Çin’e bir ziyaret gerçekleştirmeyi planladığı belirtildi.
Hükümet: Henüz karar vermedik
Federal hükümetten yaplan açıklamada ise, satış konusunda nihai kararın henüz verilmediği ve bu konuda yürütülen istişarelerin sürdüğü belirtildi.
Cuma günü Berlin’de gazetecilerin sorularını yanıtlayan bir hükümet sözcüsü, hükümet mensuplarının satış ile ilgili olarak dışarıya kapalı görüşmeler yürütmekte olduğunu kaydetti.
Sözcü, NDR’in haberiyle çelişen biçimde, Başbakan Olaf Scholz’ün, satışta söz sahibi olan bakanlıklar ile henüz fikir alışverişinde bulunmadığını aktardı. Sözcü, söz konusu görüşmelerin beklenmesi gerektiğini söyledi.
Rusya vurgusu: “Aynı hatayı yapmayalım”
Alman hükümetine uyarıda bulunan AB Komisyonu, bu yönde bir satışın yapılmaması gerektiğini belirtti. Handelsblatt’ın haberine göre, Brüksel, hisse satışına izin çıktığı takdirde Çin’in hassas bilgileri elde edeceği uyarısında bulundu.
Planlanan satışa, Scholz’ün lideri olduğu Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) koalisyon ortağı olan Hür Demokrat Parti (FDP) ve Yeşiller de sert tepki gösterdi.
FDP Meclis Grup Başkanı Christian Dürr, “Çin bizim ticari ortağımız. Ama otoriter bir rejimin hayati altyapımız üzerinde etki sahibi olmasını yanlış buluyorum. Bu Hamburg limanı için de geçerlidir. Ülkemizi (başka bir ülkeye) bağımlı kıldığımızda neler olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz” diye konuştu.
Federal Meclis bünyesindeki Savunma Komisyonu’nun başkanlığını yürüten FDP’li Marie-Agnes Strack-Zimmermann ise, “Almanya’nın gerçekliği görmesi ve özgür, demokratik dünyanın düşmanlarının önünde eğilmemesi için daha ne olması gerekiyor? Hayati altyapının Çin’e satılması çok büyük bir hatadır ve bunun gerçekleşmesinin engellenmesi gerekir” dedi.
Yeşiller Eş Genel Başkanı Omid Nouripour ise, Almanya’nın hayati önem taşıyan altyapısının Çin gibi bir ülkeye emanet edilmemesi gerektiği uyarısında bulundu. Nouripour, olası bir hissedarlığın Çin hükümetinin tüm önemli belgelere erişim sağlayacağı anlamına geldiğini söyledi.
Yeşiller partili Anton Hofreiter da, “Almanya, son 20 yılda Rusya konusunda yaptığı hataları Çin ile ilişkilerinde tekrarlamamalıdır” diye konuştu.
Muhalefetteki Hristiyan Birlik partilerinin (CDU/CSU) Dış Politika Sözcüsü olan Jürgen Hardt ise, olası bir satışın Çin’in “hassas iç bilgilere” erişim sağlamasına neden olacağı uyarısında bulundu. Hardt, “Çin’e altın tepside vermememiz gereken, tamı tamına bu” diye konuştu.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden bu yana tarihi bir enerji kriziyle boğuşan Almanya’da kamuoyu, son yıllarda enerji güvenliği konusunda Almanya’nın Rusya’ya bağımlı kılındığı eleştirisini yöneltiyor.
Küresel düzlemde altyapı yatırımları, “Bir Kuşak, Bir Yol” inisiyatifi çerçevesinde Çin için büyük önem teşkil ediyor. 2013 yılında Şi Cinping tarafından başlatılan ve “Yeni İpek Yolu” adı da verilen proje kapsamında, Çin Avrupa’da önemli limanlarda hisse satın alma amacı güdüyor. Çin’in, dünya genelinde yaklaşık 60 ülkedeki 100 limanda yatırımları olduğu tahmin ediliyor.