‘Türkiye’ye Patriot gönderilmesin’

Almanya’da hararetli tartışmalar devam ediyor. Alman hükümetinin planlarını eleştiren muhalefet, savaşa dâhil olmaktan endişeli.
HAMBURG HABER – Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin NATO’dan Patriot füzesi talebine ilişkin olarak, müzakerelerde son aşamaya gelindiğini belirtti ve “süreç, müracaat anlamında sonlandırılacak” dedi.

Suriye’den gelebilecek muhtemel saldırılara karşı Türkiye’nin savunulmasına katkıda bulunması için istenen modern Patriot’lar, NATO ittifakı içinde ABD dışında Hollanda ve Almanya’da bulunuyor. Libya’daki askerî müdahaleye katılmayan Almanya’nın uluslararası topluluğa bir kez daha ‘Hayır’ diyemeyeceği tahmin ediliyor. Almanya’dan 85 ila 170 asker ile Patriot sisteminin Suriye sınırına konuşlandırılması ihtimali, Almanya’da hararetli tartışmalara yol açtı.

Meclis onayı tartışmas

Deutsche Welle’nin verdiği haberde, Federal Alman Ordu Mensupları Birliği’nin Başkanı Yarbay Ulrich Kirsch, konuya ilişkin şunları söyledi:

“Bir müttefikimize yardım etmekle ilgili hiçbir sıkıntım yok. Bunu konuşmaya bile gerek yok. Benim esas sıkıntım bu konunun Alman Meclisi’ne taşınmaması ihtimali. Zira kim Almanya’da güvenlik politikaları ile ilgili bir tartışma istiyorsa, o kişinin bu konuyu açıkça tartışmaya açması gerekir ve bunun en doğru adresi de Federal Meclis’tir. Askerî amaçlı kararların meclisten geçmesi gerekir, bu böyle düzenlenmiştir. Eğer Sol ve Yeşiller Partileri iddia edildiği gibi konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşırlarsa o zaman mahkemenin karar vermesi beklenecek. Ama Alman askerlerinin böyle bir görevde yer alıp almayacağına karar vermesi gereken kurum, mahkeme değildir. Bu politikacıların görevidir ve ben de işte bunu talep ediyorum.”

Federal Savunma Bakanlığı Müsteşarı Christian Schmidt ise NATO karargâhında alınan hangi kararların meclisten geçmesinin gerektiğine dair tartışmaları şöyle değerlendirdi:

“Eğer yasal olarak Meclis’in görevi ise tabii ki Meclis’in onayına başvurulur. Şunu da çok açıkça belirtmeliyim ki, hâlihazırda sürdürülen ‘Meclis onayı gerekli mi değil mi’ şeklindeki tartışmalara anlam veremiyorum. Sanki hükümet bunu istemiyor da başka bir yol arıyormuş gibi davranılıyor. Hayır, bunun tam tersi söz konusu. Ayrıca henüz Türkiye’nin resmî bir başvurusu elimize geçmiş değil. O zaman bize önce başvurunun neler içerdiğini okuma fırsatını verin, ondan sonra tartışalım.”

“İşin ucunda ne var?”

Schmidt, Türkiye’nin Suriye’de düşen askerî uçağına ve sınırda hayatını kaybeden sivillere dikkat çekerek, Türkiye’nin endişelerinin haklı olduğunu belirtti. Ancak muhalefet Suriye’deki iç savaşının içine sürüklenilmesinden endişe ediyor. Yeşiller Partisi’nin Güvenlik Politikaları Sözcüsü Omid Nouripour, konuya ilişkin şunları kaydetti:

“NATO’nun anlamı şudur: Eğer bir üye ülkelerden biri tehdit altında ise müttefikleri ona yardım etmek ve destek vermekle yükümlüdür. Peki ama asıl önemli soru şu: Patriot füzeleri gerçekten de Türkiye topraklarını korumak için mi orda konuşlandırılacak? Türkiye’ye havan topu mermileri isabet ediyor. Bunlar çok daha küçük çapta bir ateştir ve Patriot füzelerinin de buna hiçbir faydası olmaz. Bu füzeler Suriye’de belki çok işe yarar ama Türkiye’de değil. O nedenle işin ucunda gerçekten Türkiye’nin savunulması mı vardır? Bu önemli bir soru.”

“Kürt sorunu ile bir ilgisi olabilir”

Almanya Savunma Bakanı Thomas de Maiziere, Alman Patriot füze savunma sistemlerinin Türkiye’ye konuşlandırılması durumunda, bunun uçuşa yasak bölge oluşturmak değil, NATO müttefiki Türkiye’yi savunmak amacıyla yapılacağını söylemişti. Patriot füzeleri ile uçuşa yasak bölge oluşturmanın kesinlikle mümkün olduğunu ifade eden Nouripour ise, “Eğer aynı zamanda ateş de edebiliyorsanız, bu füzelerin sadece savunma amaçlı olduğu söylenemez” dedi ve şunları ekledi:

“Bu sembolik bir adım da olabilir. Ancak Türkiye’nin Kürt sorunu ile de bir ilgisi olabilir. Tehlikeli olabilecek birçok durum var. O nedenle çok dikkatli olunmalı. Ama belirleyici olan bunların hiçbirini sınırlandırmanın mümkün olmaması ve bizim Suriye topraklarındaki gelişmelere karıştırılmamız için hiçbir uluslararası yasal temelimizin bulunmamasıdır.”

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir