Arıkan, ikinci bir kitap ta gelecek




Hamburg Haber – Alman 1. TV kanalı ARD’nin “Eins extra” adlı programının redaktörü Erkan Arıkan: ‘Gelecekte Tageschau programında daha basarılı bir gazeteci olarak çalışırsam ne mutlu bana’

Arıkan: ‘Siyasiler, başarılı Türk kökenli insanlarımızı görmeli’Alman 1. TV kanalı ARD’nin‘Eins extra’ adlı programının redaktörü gazeteci Erkan Arıkan, gelecekte moderatör olarak görev yapmak istediğini belirterek ‘Hedefimde moderatörlük var. WDR Türkçe servisine tekrar dönmem meçhul.

WDR’e tekrar dönmem icap ederse herhalde o da televizyonculuk olur. Tageschau gibi bir haber prpgramının moderatörü olursam ne mutlu bana ve dünyalar benim olur’ diye konuştu.

ARD’ye ait stüdyoda sorularımzı yanıtlayan Arıkan, WDR Türkçe redaksiyonu başarı ile yönettikten sonra ARD televizyon kanalından kendisine teklif geldiğini ifade ederek ‘2003 yılında WDR Türkçe servisinde kadro açılacağını duymuştum. Çok sevdiğim Yüksel Pazarkaya’nın emekliye ayrılması nedeniyle burada bir kadro boşluğu oluşmuştu.

Ben de buraya başvurdum ve kabul edildim. Daha önce n.tv’da televizyon gazetecilik deneyimim vardı. WDR’e bağlı olarak yayın yapan Köln radyosunda çok değerli mesai arkadaşlarım oldu. Bu radyo, ikinci nesile ulaşmayı hedeflemişti. Ben de işçi ailesinin çocuğu olarak ikinci nesili temsil etmekteydim. Radyoculuğu tekrar keşfetmek için
WDR’e gitmedim. Tam tersine amacım Türkçe servisini WDR içinde ve medyada daha fazla tanıtmaktı; onu da başarı bir biçimde yaptığıma inanıyorum’diye konuştu.

2007 yılında ARD televizyon kanalından kendisinine editörlük için iki yıllık sözleşme teklif edildiğini ve bunun bir yıl daha uzatıldığını ifade eden Erkan, şöyle konuştu: ‘2007 yılında ARD’nin aktüel yani haber servisinde ve burada agirlikli olarak dijital haber kanalı ‘Eins extra’ adlı haber kanalında çalışıyorum. Tagesschau icin görevli günlerde muhabir arkadaşların hazırladığı programları yönlendiriyorum. Eksik bilgiler varsa ekipdekilerle onları araştırıyoruz. EINS EXTRA servisinde hem editörlük hem de sorumlu editör olarak görev yapıyorum. 15’er dakikalık haberler burada sabah 09.00’dan 20.00’e kadar sürekli yenileniyor. Yani 24 saat yayın yapan bir haber kanalı. Özellikle yaz aylarında mesai arkadaşlarmız tatile gidince zaman zaman ekran karşısına da çıkıyorum. 2 yıllığına geldim ama arkadaşlarımla beraber çok iyi bir performans sergiliyoruz. Sözleşmem 2010 yılının sonuna kadar uzatıldı. Ondan sonrasını Allah bilir. ” Arıkan, Alman medyasında Türk kökenli gazetecilerin neden az olduğu şeklindeki soruya ‘Bu sorun esasen hükümetten kaynaklanmıyor.
Yönetimde olan şahıslardan kaynaklanıyor. Yöneticiler Türkler’i fazla görmüyor. Madalyonun iki tarafı var. Bizim gençlerimiz de genellikle belirli meslekleri tercih ediyor. Daha farklı meslekler tanınıyor. Nazan Eckes gibi örneklere ihtiyaç var. Umarım bu fikir zamanla değişir.

Nazan Eckes RTL’de çok iyi kariyer yaptı ve bu gurur verici bir şey. Mesleğe yeni başlayacak olanlara da destek olunması gerekir. Kendi açımdan bunu yerine getirdiğimi düşünüyorum’ şeklinde yanıt verdi.

11 Ağustos 2009 tarihinde gazeteci-yazar Murat Ham ile birlikte ‘Genç Başarılı Türk’ adlı kitabın yayımlandığını ve çok kısa bir süre içinde olumlu mesajlar aldığını sözlerine ekleyen Arıkan, kitap yazma fikrinin nasıl oluştuğunu ise şu şekilde açıkladı:

Kitap fikri 2004 yılı sonunda sonunda oluştu. ‘Die Zeit’ Gazetesinde Bas editör Giovanni Di Lorenzo’dan bir makale okumuştum. Makalenin başlığı: ‘30 seneden sonra Türkler kapının içine hala giremediler ‘. Bir avuç dolu başarılı insanımızdan bahsediliyordu bu makalede. Bundan çok rahatsız olmuştum. ‘Clavis’ adlı ekonomi dergisinde bir makale yazmıştım. Bu sıralar Murat Ham ile tanıştım. Murat Ham’a toplumun çeşitli alanlarında farklı bölümlerde başarılı olan kişilere yer veren bir kitap yazalım önerisini sundum. 2006 yılında kitap ile ilgili tasarıyı Lübbe adlı yayınevine gönderdik ve çok beğenildi. Tanınmayan insanları da örnek göstermek istedik. Medyada hep namus, töre cinayetleri, Müslümanların uyguladığı şiddet
ön planda tutuluyordu. Bunlar yok değil, var. Ancak, pozitif olanların alanlarında başarı göstermiş , 16 kişiyi saptadık. Amacımız, beşinci nesil başarılı kişilere yer vermekti.‘

Medyada Türkler hakkında olumsuz haberlerin ön planda çıkarıldığını ve bunun doğru olmadığını ifade eden Arıkan ‘Medyada, Türkler, uyum sağlayamıyor, dil öğrenemiyor, başarılı değiller gibi önyargılar var. Oysa bunun böyle olmadığını medya görmüyor, araştırmıyor. Kitapta da ele aldığımız kişilerden örneğin Ali Kepenek. Dünyaca ünlü
fotoğrafçımız. Adidas, Nike gibi spor şirketlerinin reklam kampanyalarını düzenliyor. Hasip Girgin, Frankfurt’ta Mazda otomobil şirketinin baş tasarımcısı. Ali Aslan, Almanya İşçileri Bakanının danışmanı. Bunları bilmek ve tanıtmak gerekir’ diye konuştu.

Kitabın, 27 Eylül’de gerçekleştirilecek federal seçimler öncesinde yayımlandığına dikkati çeken Arıkan ‘ Bu konuların konuşulmasını istedik. Seçimlerde Alman vatandaşlığına geçen birinci, ikinci ve ücüncü neslin oyları çok önemli. Biz bu kitap aracılığıyla politika yapmak istemiyoruz. Ne muhafazakar, ne sol, ne de libaral partileri ve politikları destekliyoruz. Hangi siyasi renklerde olursa olunsun; onlara örnek insanları tanıtmak istiyoruz. Gayemiz ve amacımız bu. Umarım herkes bunu böyle anlar. Siyasi partiler başarılı,
örnek olan insanlarımızı görmeli. Necla Kelek, Seyran Ateş, Serap Çileli gibi yazarlar Türkler’in uyum sağlayamadığından bahsediyor. Kısmen de haklılar. Ancak pozitif düşünen insanlar da var. Bu insanlar Almanyada vergilerini ödüyorlar, meslekleri var ve anayasasına aykrırı davranmıyorlar.

Siyasiler bunları görmeli’ şeklinde görüş beyan etti. Gelecekte yeni bir kitap yazmayı düşünüyor musunuz? şeklindeki soruya ise Arıkan şu şekilde yanıt verdi. ‘İnsan bir kitabı çıkarınca arkası geliyor. Ben yazar değilim, gazeteciyim. Ama 16 yeni kişi ile daha görüşme düşüncem olabilir. Ancak henüz somut birşey yok. Bunları arkadasim Murat ile görüsmemiz gerek. Öncelikle ilk kitabimiz basarili olsun ‘Erkan ayırıca,

Hamburg kentini çok sevdiğini ve Hamburg’u İzmir’e benzettiğini ifade ederek ‘Alstenehrinde/gölünde dolaşmak Alsancak’ta dolaşmak gibi bir zevk. Hamburg, medyanın özellikle de yazılı basının merkezi. Yazılı basında kariyer yapmak isteyenlere Hamburg’u, televizyonda çalışmak isteyenlere ise Berlin ve Köln kentlerini tavsiye ederim’dedi.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir