Hamburg Haber – Hamburg’da 2 Mart 2025’te gerçekleştirilecek Eyalet Parlamentosu seçimleri için FDP’den (Freie Demokratische Partei – Özgür Demokratik Partisi) 52. sırada adaylığını koyan iş insanı ve girişimci Güven Polat, kendisine FDP’den gelen teklifi Türkses Gazetesi Yayın sorumlusu Emin Sağlık’a anlattı.
Röportaj: Emin Sağlık
♦♦ Güven Polat kimdir?
Polat: 1970’lerin başında Almanya’ya, Hamburg’a geldim. Liseyi bitirdikten sonra yurt dışında üniversitelere gittim. Erasmus programlarına katıldım. 1990’dan beri Hamburg’da yaşıyorum Burada bizim insanların bulunduğu ortamlarda etkinlikler düzenledik. Örneğin büyük bir kooperatif kurdum ve 2009’a kadar yönetim kurulu başkanlığını yürütmüştüm. Atatürkçü Düşünce Derneğinin kuruluşunda, Hamburg Türk Toplumunun yönetim kurulunda, Almanya Türk Toplumu’nun yönetiminde vardım. Kendimi girişimci olarak görüyorum. Çünkü sadece bir alanda kalmadım. Mesela 1990’larda internette ilk otel rezervasyon sisteminin içinde yer alan bir insanım. Şu anda uluslararası arenada dünyada çalışan bir vakfın kurucu üyesi ve direktörüyüm.
“Fırsat liberal partiden geldi”
♦♦ Neden FDP’den aday oldunuz?
Polat: Ben liberal bir insan olarak açık söylemek gerekirse birçok partide yer alabilirdim. Sol düşüncede olduğumu düşünüyorum ama muhafazakâr isteklerim de vardır. Bir de bakıyorsunuz partiler genelde birbirleriyle ortak paylaştığı konular var. Bana fırsat liberal partiden gelmişti. Çünkü liberal partiden seneler önce teklif gelmişti 2005-2006’da. Ben o zamanlar Almanya Türk Toplumu’nun yönetim kurulunda olduğum için bağımsız kalmayı tercih ettim. Ama artık yaşım da geçti. Dışarıda hepimiz değişimleri görüyoruz. Bazı konularda katılaşma var. O nedenle siyasete bir bakayım dedim. Siyasetle uğraşanların isteklerini de bu süre zarfında anlayabildim sanırım. FDP’den bu teklif gelince kabul ettim ve son sıralarda olsam da adaylık için seçildim. Sosyal demokrat partilerde yer alan arkadaşlarımız da son sıralardan seçildi aday olarak. Ve sonra tercih oylarından seçildiler.
“Eksiklikleri gidermeye çalışacağım”
♦♦ Biliyorsunuz; Türk kökenli vatandaşlarımız ya SPD’den ya da CDU’dan veya Yeşillerden adaylığını koyuyor. Siz ise liberal partiden aday oldunuz. Hâliyle şansınız daha mı yüksek? FDP’de sizin haricinizde başka bir Türk aday var mı?
Polat: Evet başka Türk aday da var. Fakat istatistiklere bakarsanız FDP’nin girmesi zor. Ama önümüzde biraz zaman var. Birçok insanın Sosyal demokratları, Yeşiller ve liberal FDP’den oluşan koalisyonun bozulmasından etkilenmiş. Dünya birçok değişiklik nedeniyle siyasiler ortaklıkta zorluk çekti. Yanlış hareketlerde bulundukları kesin. İçeridekileri bilmediğimiz için hepsini kınayamaz. Çünkü dünya değişti. Ama anlaşılan şu ki geçmişimizde paylaştığımız düşünceler Almanların düşüncelerinden farklı olabilir. Bu yüzden FDP’ye girdim. Liberal, hür demektir. Ben hür bir insan olarak yetiştiğim için, bu bizim karakterimizde var aslında. İnsanların birçoğu girişimci de aynı zamanda. Birçok çalışma yapıyorlar. Şirket sahibi oldular. Birçok sıkıntı yaşandığını görüyoruz. Bizi yöneten partiler çok uzun süredir yönetimde. Sistemleri de oturmuş ve bütün belediye içinde kendi adamları da direktifleri doğrultusunda çalışıyor. Orada birçok hata var. Biri de vatandaşa belli konuda yardım etmekten ziyade ona nasıl zorluk çıkartabiliriz diye düşünüyorlar sanki. Bizim de eksikliklerimiz var tabi. Sistemi doğru kullanabilmek için yöntemleri öğrenmediysen aralarında ezilip kalıyorsun. Belki haklı olduğun hâlde hakkını alamıyorsun. O eksiklikleri şimdi gidermeye çalışacağım. Hamburg’un eyalet bankası vardı. Bankanı en üstteki sorumlu kişi, hatalı çalıştı ve banka resmen iflas etti. Yanlış hareketlerden ve stratejiden dolayı iflas etti. Ama en üst yetkilisi CDU’dan senatördü ve şimdi bu adam işinden oldu. Artık medyada veya insanlar arasında adamın işine son verdiler. Bu adam sonra Schufa’nın en üst başkanı oldu. Sen bir bankayı iflasa götürmüşsün, sonrasında seni Schufa’da görevlendiriyor. O kadar insanla çalıştım kredi taleplerinde bulunmak istediğim zaman. Schufa’nın bize, Türklere ne yaptırmadığına ben bile şahidim.
♦♦ Seçilmeniz hâlinde bu tür konulara mı değineceksiniz?
Polat: Ben en azından kritik konuları paylaşmak istiyorum. Çünkü öbür partilerde dinozorlar başta. Onları geçemiyorsunuz. Kendi güçlerini kurmuşlar. Bizden gelenler oraya seçilmiş olsa bile ufak tefek bazı yerlerde sesleri duyulabilir ama genel olarak bir şey değiştiremiyorsunuz. Her partide bulunmasını istiyorum. Kendisini öpmek isteyen SPD, çifte vatandaşlığı savunuyor. Çifte vatandaşlığı savunan ilk parti 1990’larda FDP idi. İkincisi çifte vatandaşlık konusunda en büyük darbeyi SPD vurdu. Bize geçmişe dönük bir yasa çıkarttılar. “Sen geçen sene Türkiye’den Almanya’ya kara yoluyla geldin, o yasaktı. Sana ceza veririz” gibi. Biz 1990’ların sonunda çifte vatandaşlığa başvuranların çifte vatandaşlığının 2000’den sonra kabul edilmemesi onların Almanya’daki tüm haklarını yok etti. Tahminen 50 bine yakın Türk vatandaşı, kalma statülerini, çalıştıkları haklarını bu yüzden kaybettiler. Bunu yapan SPD idi.
♦♦ Genelde gençlerimize sorarsanız, ilkokul, ortaokul ve lisede arkadaş ortamından mutlu değiller. Bir de yabancı kökenli çocukların çoğu, Alman öğretmenlerden baskı gördüğünü söylüyor. Siz de bu tür şeyler duydunuz mu?
Polat: Özellikle 2015 sonrası Merkel’in düşüncesi örneğin Suriye’den Avrupa’ya gelmek isteyenlere kapıları açması insani bir düşünce olabilir. Ama çok beceriksiz bir uygulama oldu. Almanların tarihine bakarsak o kadar büyük bir organizasyon sistemine sahipler. Ben bunu anlamadım. Ben bu 1-2 milyonu nasıl kontrol edemediler; anlamadım. Burada bir eksiklik oldu ve bu artık bizi vuruyor. Örneğin annelerimiz, babalarımızı vuruyor ve çocuklarımıza geçecek belki. Yabancı düşmanlığı haykırıyor. Almanya’da gençlerin dörtte biri AFD’ye kayıyormuş.
“Çocuklarımızın eğitimi önemli”
♦♦ Bazı Türklerden de AFD’ye oy vereceğini söyleyenler var. Nedenini soruyorum. “40 yıldır burada yaşıyoruz. Bize gereken değeri göstermiyorlar. Mülteciler ailemizi rahatsız ediyor. Bundan dolayı AFD’ye oy vereceğiz” diyorlar.
Polat: O da zaten çalışmak istediğim bir konu. Çünkü bizler dinlenmiyoruz. Böyle bir politik sistem içinde yaşıyoruz. Tamam, siz bilim tarafından bakabilirsiniz. İstatistik belki doğrudur. Medya bunu büyütebilir ama var. Var olan bir şeyi değerlendirmek lazım. Öyle bir sorun yok diyemezsin. Ben birçok Almanla konuşuyorum. Adam, “Ama ben rahatsızım, çekiniyorum. Ama bunu ifade edersem bana sağcı derler diye korkuyorum” diyor. Bu sistem artık okula da yansıyor. Çocuklar bu yeni gelen mültecilerden rahatsız. Bunlar başıboş. Böyle bir ortamdan, harpten, zulümden gelen insanları topluca bir yere atıyorsun. Bir kampın içinde koyuyorsun. Tabii millet orada birbirine sataşacak. Bir gecede 100 milyar Euro’yu savaş için harcama kapasiten varsa o zaman 10 milyar Euro da burayı düzenlemek için harca. Çocuklarımızın eğitimi önemli.
♦♦ SPD, Yeşiller, FDP koalisyonundan seçmenlerin büyük bölümü pek memnun değildi. Hatta FDP’nin koalisyonu bozmasına pek kızmadılar. Herkes sevinen bir kısımda vardı. Acaba sizin parti bu koalisyonu bozmakta biraz geç mi kaldı?
Polat: Parti politikası insanlardan oluşur. Orada her parti gibi içinde bulunan insanların çıkarları vardır. Kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmiş olabilirler. Ama bu bütün partiler için geçerli. Geçmişe bakarsak örneğin ticari veya ekonomik ortam ne zaman çok kötüye gitmesi seçim sonrası gelen tüm partiler kendi maaşlarının artmasına evet dedi. Siyaset de bir ticari daldır. Orada bulunan birçok insanın ticari amaçla düşündüklerine bakacağız. Açık konuşalım, siyasetle uğraşanların birçoğu bunu ticari bir yol, bir kazanç olarak görüyor. Ama FDP’dekiler bunu bilinçli mi yaptılar; bilmiyorum. Geç kaldılar ama birazcık daha bakmak istemişlerdir. Şu an her partide bizim insanımız var.
♦♦ Mesela CDU sağ görüşlü bir parti. Almanları daha üstün tutarlar. Ama SPD gibi diğer sol görüşlü partiler, Ukrayna Savaşına yardım konusunda . Sizce kimin politikası daha uygundu. Burada daha rahat yaşamamız için?
Polat: Burada bir anayasamız var. Ayrıca dünya çapında bulunan bir yazılı insanlık yasası var. Tabii zorla olan insanlara yardımcı olmamız lazım. Burada belki çifte standart uygulanmış olabilir. Ukrayna’dan gelenlere farklı, Afrika’dan gelenlere farklı bakıyorlar. Bu çifte standartlar var tabi. Almanlar bize de hâlâ farklı bakıyor. Bizim yabancı uyruklu gençlere sorduğumda, “Sen burada doğup büyümüşsün. Aynı haklara sahip olduğunu düşünüyor musun? Diye sorduğumda %90’ı “Hayır” cevabını veriyor. Gençlerimiz kendilerinin eşit haklara sahip olduğunu düşünmüyorsa daha uzaklara gitmeye gerek yok.
Kendimden yola çıkayım. Buradaki yasalar eşdeğerde bana imkânları kısıtlıyorsa bu haklar bana eşdeğerde değil. Eksikliğini gidermeye çalışıyorum. Bunun için bazı insanlar yasanın dışına çıkıyor. Kısacası o yasalar bana geçerli değil, o zaman uymama gerek yok diyor. Benzer şekilde başarılı iş insanları arabaları daha şovenist kullanıyormuş. Çünkü adam ben bu yasaları paramla çözerim diyor.
“Hür demokratlar olarak katkımız olacak”
♦♦ Son olarak, gelecek seçimlerde FDP’nin şansını nasıl görüyorsunuz? Seçilmeniz hâlinde ne yapacaksınız?
Polat: 20 bin insanın oyu gerekiyor. Bunu yakalayabilecek miyiz; zaman gösterecek. Bu parti küçük bir parti. Bu partinin içinde bizim Arnavut kökenli bir arkadaşımız var. Parti küçük olduğu için biz orda sözümüzü dinletebiliriz. Önemli bir söz sahibi olabiliriz. İnanıyorum ki FDP’ye hür demokratlar olarak hür düşünceye sahip bir katkımız kesinlikle olacak. Beni partiden ihraç ederler diye çekinmiyorum. Bazıları daha becerikli oldukları hâlde göze batmamak için sessizce hareket ediyor.
♦♦ veya Yeşillerden size teklif gelmiş olsaydı kabul eder miydiniz?
Polat: Bana başka yerlerden teklif geldi. Ama ilk yakınlığı FDP’den hissetmiştim. Ama sosyal demokratım, solcuyum aynı zamanda muhafazakârım. Sloganım şu olacak: Entegrasyon kelimesini duyduğumda boğazım kilitleniyor. Sanki biri gelip beni entegre edecek. Ben katılım haklarımı istiyorum. Ben gittiğim zaman eşdeğer davranmalarını istiyorum. Bu katılım demektir. Ben katılım istiyorum. Çocuklarımız eşdeğer hissetmeli. Şu konuda yanmayalım: İslamcı, terör insanlar aramıza karıştı. İstatistiksel olarak bakıldığında %1-2 böyle zaten. 1 milyon insan geldiği zaman ona göre düşünelim kaç bin tane var. “Ben Türküm benim torunuma bir şey olmaz” diye düşünmeyelim. Biz de bu insanları sahiplenmeli ve elimizi taşın altına koymalıyız.
♦♦ Sayın Polat sizinle çok samimi ve keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Size başarılar dilerim.
Polat: Bende bana bu imkanı verdiğiniz için çok teşekkür eder, tüm okurlarınıza ve size başarılar dilerim.
İlgili Haber:
Güven Polat Hamburg FDP listesinden aday oldu
Hamburg’un tanınmış Sivil Toplum temsilcilerinden Güven Polat, 2025 Hamburg Eyalet seçimlerinden FDP’den aday oldu.