Almanya’da Meclis Başkanı’nın “Avrupa’nın genelevi haline geldik” çıkışı sonrası ülkedeki fuhuş yasası tartışılıyor. Seks müşterilerini ve aracıları cezalandıran Kuzey Modeli yeniden gündemde.
Hamburg Haber – Meclis Başkanı Julia Klöckner’in, “Almanya Avrupa’nın genelevi haline geldi” açıklamasının yankıları sürüyor. Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partili Klöckner, geçen hafta yaptığı bir konuşmada ülkede fuhuşun yasaklanmasını ve İskandinav ülkeleri örneğinde bir Kuzey Modeli uygulanmasını talep etmiş, “Kadın haklarından bahsedip fuhuşu diğer mesleklerle aynı kefeye koyarak sadece gülünç duruma düşmüyor, aynı zamanda kadınları aşağılamış oluyoruz” demişti.
Almanya’da fuhuşla ilgili yasal düzenlemeleri eleştiren Meclis Başkanı, fuhuş yapan kadınların yeterince korunmadığı eleştirisinde bulunmuştu.
Peki Almanya gerçekten “Avrupa’nın genelevi” mi? Almanya’da fuhuşla ilgili yasal düzenlemeler niçin eleştiriliyor ve Klöckner’in bahsettiği “Kuzey Modeli” ne?
DWTürkçe’de yer alan haberde Almanya’daki mevcut yasal düzenlemelere göre fuhuş tamamen yasal. 2002 yılında yasada yapılan değişiklikle fuhuş “ahlâka aykırı” olmaktan çıkarılmış, yasal bir hizmet haline getirilmişti. 2017 yılında çıkarılan yasa ile de seks işçilerinin hukukî ve sosyal durumunun iyileştirilmesi hedeflenmiş, seks işçilerinin ilgili makamlara bildirimde bulunması ve genelevlerin de güvenlik, hijyen ve donanım konusunda asgarî koşulları karşılayarak ruhsat alması zorunluluğu getirilmişti.
Yasallaşma zorunlu fuhuşu artırdı
Ancak fuhuşun yasallaşması, fuhuşla bağlantılı suç vakalarında azalmaya yol açmadı. Tam tersine Federal Emniyet Teşkilatı’nın insan kaçakçılığı yıllık raporuna göre insan kaçakçılığı ve zorunlu fuhuşta artış kaydedildi.
Mevcut yasal düzenlemeleri eleştirenler, fuhuşun yasallaştırılmasının Almanya’daki seks piyasasında patlamaya yol açtığını belirtiyor. Rekabet kızışırken fiyatların belirgin şekilde düştüğüne, müşteriler arasında cinsel istismara başvuranların sayısının arttığına işaret ediliyor.
Büyük çoğunluğu yabancı ülke vatandaşı
Federal İstatistik Dairesi verilerine göre 2024 sonu itibarıyla Almanya’da kayıtlı 32 bin 300 seks işçisi bulunuyor. Ancak aralarından sadece 5 bin 600’ü Alman vatandaşlığına sahip. Kalanların çoğunluğunu ise 11 bin 500 kişiyle Romanya ve 3 bin 400 kişiyle Bulgaristan vatandaşları oluşturuyor. Kayıt dışı çalışanlar hesaba katıldığında gerçek rakamların çok daha yüksek olduğu, 200 bin ila 400 bin arasında seyrettiği tahmin ediliyor. Almanya’daki seks işçisi sayısının bir milyona yakın olduğu tahmininde bulunan kaynaklar da var.
Seks işçileri arasında yabancıların çoğunlukta olması, başka sorunları da beraberinde getiriyor. Yeterli Almanca bilgisine sahip olmayan ve yasal haklarını bilmeyen kadınlar mevcut destek ve sağlık programlarına erişemiyor. Çoğu ya yoksulluktan ya da aracıların zorlaması nedeniyle fuhuşu gönülsüz olarak yapıyor.
Kuzey Modeli nedir?
Meclis Başkanı Klöckner’in önerdiği Kuzey Modeli’nin Almanya’da uygulanıp uygulanamayacağı yıllardır tartışılan bir konu.
İlk olarak 1999 yılında İsveç’te ve ardından 2009’da Norveç’te yürürlüğe girmesi nedeniyle Kuzey Modeli olarak adlandırılan düzenleme daha sonra İzlanda, Kanada, Fransa, İrlanda ve İsrail’de de uygulamaya konuldu.
Bu düzenleme, seks hizmetlerinin satışını ve organize aracılığı yasaklarken hizmetin doğrudan satışına izin veriyor. Böylece seks işçileri cezadan muaf olurken aracılar ve hizmeti satın alan müşteri suç işlemiş oluyor. İsveç’te seks müşterisine para cezası ve bazı durumlarda bir yıla varan hapis cezası öngörülüyor. Norveç, vatandaşlarına yurt dışında aldıkları seks hizmetlerinden dolayı da ceza uygulayabiliyor.
Kuzey Modeli kapsamında seks işçilerine aynı zamanda kapsamlı destek ve sektörden çıkış programları sunuluyor.
Kuzey Modelinin artısı eksisi
Kuzey Modelini eleştirenler, gönüllü fuhuşu genelde “normal” bir meslek olarak görüyor ve seks işçilerinin kendi iradeleriyle mesleklerini icra edebilecekleri şekilde haklarının güçlendirilmesini savunuyor. Bu kesim, seks işçilerinin haklarının güçlendirilmesi yoluyla zorunlu fuhuşa karşı mücadele edilebileceği görüşünde. Seks işçiliğinin tabu olmaktan çıkarılması gerektiğini savunuyor ve seks hizmeti satışının yasaklanmasının fuhuşu yasa dışı alanlara ve dijital dünya gibi daha az korunaklı mecralara itebileceğinden endişe ediyorlar.
Kuzey Modeli taraftarları ise halihazırda fuhuşun önemli bir bölümünün gizli-saklı, bir nevi paralel dünyada vuku bulduğuna işaret ederek seks işçilerinin fuhuşa zorlandıkları için bir de cezalandırılmamaları gerektiğini vurguluyor. Fuhuşun suç olmaktan çıkarılmasıyla seks işçilerinin müşterileri polise bildirmeye ya da haklarında suç duyurusunda bulunmaya cesaret edebilecekleri savunuluyor. Bu kesim, seks müşterilerinin suçlu sayılmasıyla fuhuşun da gerileyeceği görüşünde.
Kuzey Modelini uygulamaya sokan ülkelerde seks işçileri sayısının da seks müşterilerinin sayısının da belirgin şekilde düştüğü dikkat çekiyor. Tübingen Üniversitesinin yaptığı son araştırma da Kuzey Modelinin “insan kaçakçılığı kurbanlarının sayısında uzun vadede de objektif olarak ölçülebilir bir azalmaya katkı sağladığı” sonucuna ulaştı.
