Avrupa Konseyi’nin 75. yıl dönümünde, bazı ülkeler Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni göç politikaları adına değiştirmek istiyor. Almanya Sosyalist Hukukçular Birliği (ASJ), bu girişime sert tepki göstererek insan haklarından taviz verilmemesi gerektiğini vurguladı. ASJ: “İnsan hakları bizim kırmızı çizgimizdir. Popülizme ve hukuksuzluğa teslim olmayacağız.”
HAMBURG HABER – Avrupa Konseyi’nin kuruluşunun 75. yıl dönümünde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne yönelik tartışmalı bir değişiklik girişimi tepkilere yol açtı. İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ve Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen tarafından başlatılan ve Polonya, Belçika, Avusturya, Estonya, Letonya, Litvanya ve Çek Cumhuriyeti tarafından da desteklenen bu girişim, göç politikalarının daha “etkili” olması adına insan haklarının sınırlandırılmasını hedefliyor. Bu gelişmeye Almanya Sosyalist Hukukçular Birliği (ASJ) Eş Başkanları Antje Draheim ve Harald Baumann-Hasske sert tepki gösterdi.
ASJ Eş Başkanları ortak açıklamalarında şu ifadeleri kullandı:
“Bu girişim karşısında büyük bir üzüntü ve öfke içindeyiz. Avrupa Konseyi’nin 75. yılını kutladığımız bu günlerde, dokuz devlet ve hükümet başkanının insan hakları sistemine karşı bu şekilde cephe alması, Avrupa’nın 75 yıldır süren özgürlük, güvenlik ve refah temelinden uzaklaşma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Böyle bir değişikliğe karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz.”
Baumann-Hasske ise, önerilen değişikliğin popülist söylemlere teslim olmak anlamına geldiğini belirterek, şunları söyledi:
“Bu yaklaşım, farklı olan her şeye karşı nefret ve düşmanlık yayan popülistlerin peşine takılmaktır. Göçü her sorunun kaynağı olarak görmek, hukukun sağduyulu ve ayrıntılı değerlendirmelerini bir kenara bırakıp, kutuplaşmış bir azınlığın tepkisel duygularına teslim olmaktır. Berlin İdare Mahkemesi’nin kararından sonra, Federal İçişleri Bakanı Dobrindt, bu Avrupa ortamında bir an önce hukuki netlik sağlamalıdır. Aksi halde mahkemelerden çıkacak yeni kararlar, otoritesini zayıflatacaktır.”
Antje Draheim da açıklamasında, aşırı sağcıların stratejik ilerleyişine dikkat çekti:
“Özellikle tehlikeli olan, aşırı sağcıların yöntemsel ilerleyişidir: Önce hukuka aykırı ama popüler talepler ortaya atıyorlar. Bu talepler bazı hükümetler tarafından sahipleniliyor ve hukuk göz ardı edilerek hareket ediliyor. Mahkemeler bu uygulamaların yasa dışı olduğunu ilan ediyor. Bir kesim yargıçları görevden alıyor ya da mahkemeleri sindirmeye çalışıyor. Diğer kesim ise yasal değişikliklerle — gerekirse anayasa değişiklikleri ya da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden çekilerek — süreci ‘meşrulaştırıyor’. Bu durum ‘pragmatizm’ olarak sunuluyor, çünkü sözde seçmen bunu istiyor. Bu kabul edilemez! Cevabımız net olmalı: Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ve özgürlükçü-demokratik temel düzenimizin değerlerine sıkı sıkıya bağlı kalmalı, ortaya çıkan sorunları bu çerçeve içinde çözmeliyiz.”
ASJ’nin bu net ve sert açıklaması, insan hakları savunucularının Avrupa’daki popülist ve otoriter eğilimlere karşı mücadelesini sürdüreceğinin işareti olarak değerlendiriliyor.