Ahmet Durmuş

info@hamburghaber.de

---

Almanya’ya göçümüzün üzerinden 64 yıl geçti. Bir zamanlar “misafir işçi” olarak gelen Türkler, bugün artık bu ülkenin kalıcı ve yerleşik bir parçası haline gelmiş durumda. Zaman içinde eğitimden iş dünyasına, siyasetten spora, sanattan basına kadar hayatın her alanında yer edinmeyi başardık. İlk kuşakların yaşadığı dil engelleri ve toplumsal uyum sorunlarının aksine, yeni nesillerimiz Almanca’ya hâkim, özgüveni yüksek bireyler olarak pek çok başarıya imza atıyor.

Bu başarı öyküsü yalnızca bireysel alanlarla sınırlı kalmadı. Türk toplumu olarak Almanya’da güçlü bir sivil toplum yapısı da inşa ettik. Taraftar derneklerinden kültür merkezlerine, cami derneklerinden hukukçulara, iş insanlarından sanatçılara kadar her kesim, kendi ihtiyaçlarına uygun yapılar kurdu ve bunları yaşatmayı başardı.

Bu örgütlü yapının içinde gazeteciler de yerini aldı. 2010 yılında Hamburg’da bir araya gelen bir grup Türk gazeteci, Hamburg Türk Basın Birliği’ni (HTBB) kurdu. Küçük bir ekiple başlayan bu girişim, bugün 31 üyeli aktif bir dernek haline geldi. Göçmen kökenli gazeteciler olarak, iki toplum arasında adeta bir köprü görevi üstleniyoruz. Hem Alman kamuoyuna Türk toplumunun sesini duyurmak hem de Türk toplumunu doğru ve tarafsız habercilikle bilgilendirmek için çaba harcıyoruz.

Ancak bu çabanın, çoğu zaman ekonomik sıkıntılarla gölgelendiğini belirtmeden geçemeyiz. Hamburg’da yaşayan Türk gazeteciler, yayınlarını sürdürebilmek için büyük fedakârlıklarla çalışıyor. Gazetecilikten elde edilen gelir yetersiz olduğu için pek çoğu ek işler yaparak geçimini sağlamak zorunda kalıyor. Bu nedenle bazen hem toplumun hem de bazı STK’ların eleştirilerine maruz kalabiliyoruz. Oysa unutulmamalıdır ki, basın organlarının ayakta kalabilmesi için reklam ve sponsorluk desteği hayati önemdedir. Ne yazık ki bu durum zaman zaman yanlış anlaşılmakta ve basın mensuplarına yönelik haksız ithamlarla karşılaşılmaktadır.

Basın derneklerini diğer taraftar veya hemşeri dernekleriyle aynı kefeye koymak, bu alanların doğasını anlamamaktan kaynaklanıyor. Gazetecilik, sadece bir gönül işi değil; aynı zamanda sorumluluk ve etik ilke gerektiren bir meslektir. Kimi zaman toplumun hoşuna gitmeyen gerçekleri yazmak zorundayız; çünkü gazeteciliğin doğası bunu gerektirir. Bu yüzden zaman zaman hedef gösterilmekten de kurtulamıyoruz.

Hamburg Türk Basın Birliği olarak kuruluşumuzdan bu yana çok sayıda etkinlik gerçekleştirdik. Türkçe yayınlarımızla, anadilimizin Almanya’daki varlığını sürdürmesine ve gelişmesine katkı sunmaya devam ediyoruz. Türk dünyasının farklı bölgelerinden gelen toplumların dil ve kültür bağlarını koruyabilmesi için medya hayati bir rol oynamaktadır. Bizler de bu bilincin gereği olarak sorumluluklarımızı yerine getiriyoruz.

Eylül (son haftası) –Ekim (ilk haftası) ayları arasında  düzenleyeceğimiz kapsamlı bir etkinlikle, yaşanan bazı yanlış anlaşılmaları gidermek, medyayla toplum arasındaki ilişkileri güçlendirmek ve aradaki önyargıları aşmak istiyoruz. Bu buluşma, sadece bir etkinlik değil; aynı zamanda toplumsal hafızamızda iz bırakacak yeni bir başlangıç olacak.

Bu yıl ilki düzenlenecek olan “Türk Toplumu ve Medya Buluşması”nın uzun vadede gelenekselleşmesini hedefliyoruz. “Önyargılar ve Gerçekler Arasında: Türk Toplumu ve Medya” ana temasıyla yapılacak açık oturumlarda, medya ile toplum arasındaki iletişim sorunları, karşılıklı beklentiler ve çözüm önerileri tartışılacak.

“Medya Perspektifiyle Türk Toplumu: Sorunlar, Çözümler, Gelecek” başlıklı ana oturumda ise gazeteciler, iş insanları, STK temsilcileri, siyasetçiler, sanatçılar ve vatandaşlarımız bir araya gelecek. Amacımız, yalnızca sorunları konuşmak değil; aynı zamanda ortak bir çözüm dili geliştirerek bu yapıyı güçlendirmek. Etkinliğimizin tüm detayları önümüzdeki süreçte kamuoyuyla paylaşılacak.

Bu anlamlı buluşmada Hamburg ve çevresinde yaşayan tüm Türk toplumunu desteğe ve sahiplenmeye davet ediyoruz.

“Basın, bir milletin ortak sesidir.”
Eğer bu sesi kaybedersek, hem dilimizi hem de kimliğimizi kaybetme riskiyle karşı karşıya kalırız.
Önce dilimize, sonra Türk basınına sahip çıkalım.

Ahmet Durmuş
Hamburg Türk Basın Birliği Başkanı (HTBB)

Not: Bu yazı ilk olarak Liman Dergisi Haziran Sayısında yayınlanmıştır.