
Hamburg Haber –Hamburg Sivaslılar ve Sivasspor Taraftar Derneği tarafından Pazar günü düzenlenen, 6 Şubat depreminin 2. yıl dönümü dolayısıyla gerçekleştirilen “Asrın Depremi Anma Etkinliği,” Hamburg Türk Toplumu (TGH) salonunda yoğun katılımla gerçekleşti. Etkinliğe, DAVA Partisi (Demokratischen Allianz für Vielfalt und Aufbruch) Genel Başkanı Mehmet Tevfik Özcan ve Hamburg Dava Partisi adayı Mustafa Yoldaş da katıldı.
Almanya’da 23 Şubat’ta yapılacak genel seçimler ve Hamburg’da 2 Mart’ta gerçekleştirilecek eyalet seçimleri öncesinde, Dava Partisi adaylarına destek vermek amacıyla Hamburg’a gelen DAVA Partisi Genel Başkanı Mehmet Tevfik Özcan, etkinlik sonrası Hamburg Haber Yayın Yönetmeni Ahmet Durmuş‘un sorularını yanıtladı.
Özcan, haber sitemize DAVA Partisi’nin kuruluşu, SPD’den neden ayrıldığını ve partinin hedeflerini anlattı. İşte Özcan’nın Hamburg Haber’in sorularına verdiği yanıtlar.
Özcan, kendisini şu sözlerle tanıttı:
“Merhaba, teşekkür ederim. Ben Mehmet Tevfik Özcan. 1970 yılında Almanya’da doğdum ancak aslen Gaziantepliyim. Ailemin bu bölgede 700 yıllık bir geçmişi var. Eğitimimi Lang’da tamamladıktan sonra Lozan Üniversitesi’nde okumaya başladım ve aynı zamanda siyasete atıldım. 35 yıldır siyasetin içindeyim ve bu sürecin 30 yılı Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD) içinde geçti.
1990 yılında Almanya’da en genç Türk siyasetçilerden biri oldum. Hessen Eyaleti’nde gençlik kollarında aktif rol aldım ve yabancı komitelerin gençlik kurul başkanlığını üstlendim. Bunun yanı sıra 33 yıldır serbest meslek hayatının içindeyim; şirketler kurdum, yönettim ve bazılarını devrettim. Şu anda üç şirketin genel müdürlüğünü yapıyorum.
Gazetecilik de yaptım. TRT Deutsch için Almanca yazılar kaleme aldım. Küçük yaşlardan itibaren camilerde ve derneklerde tercümanlık yaparak toplumumuzun içinde yer aldım. Genç yaşta siyasete atıldım çünkü buna mecburduk. Almanya’da bir şeyleri değiştirmek istiyorsak, siyasette de var olmalıyız.”

Özcan, Almanya’daki Türk toplumunun ekonomik gücüne vurgu yaparak şunları dile getirdi:
“Yüz binlerce iş yerimiz var. Milyonlarca kişi çalışıyor ve milyarlarca ciromuz var. Her alanda çok güçlüyüz ama siyasette maalesef yeterli gücümüz yok. Şu anda Almanya’da yabancı kökenliler olarak büyük bir gücümüz var. Ülkenin temel sektörlerinde önemli roller üstleniyoruz. Eğer birkaç hafta boyunca yabancı kökenliler işe gitmezse, Almanya ciddi şekilde zorlanır. Sağlık sektöründe binlerce doktor, hastanelerde binlerce hemşire, bilim dünyasında ve ekonomide çok sayıda başarılı isim bulunuyor.
Örneğin, COVID-19 aşısını bulan BioNTech’in kurucuları Türk kökenli bilim insanlarıdır. Almanya Millî Takımı’nın kaptanı dahi Türk kökenli biri oldu. Aynı şekilde ekonomi alanında yüz binlerce iş yeri açarak milyonlarca kişiye istihdam sağlıyoruz. Ancak bu kadar güçlü olmamıza rağmen siyasette hâlâ yeterince temsil edilmiyoruz.”
SPD’de uzun yıllar siyaset yapan Özcan, partisinden ayrılma sürecini şöyle anlattı:
“SPD, tarihsel olarak azınlıkları, dar gelirli insanları ve ezilenleri temsil eden bir parti olarak bilinir. Ben de Willy Brandt’ın ideallerine inanarak 1993 yılında partiye üye oldum. Ancak zamanla partinin kendi seçmenine karşı siyaset yürüttüğünü gördüm. Özellikle 2000’li yıllarda, Gerhard Schröder’in başbakanlık döneminde çıkarılan ‘Agenda 2010’ reformları ve SPD içindeki bazı ırkçı eğilimler beni rahatsız etti.
Fakat en büyük kırılma noktam 2 Haziran 2016’ydı. O gün Alman Federal Meclisi, sözde Ermeni soykırımını tanıyan bir karara imza attı ve SPD de bu kararı destekledi. Ben o gün SPD’yi kınadım ve parti liderine uzun bir mektup yazarak bu kararın yanlış olduğunu belirttim. O dönem SPD’nin oy oranı %35-40 seviyesindeydi, ancak bugün %15 seviyelerinde. Çünkü kendi seçmenine sırt çeviren bir parti, sonunda kaybetmeye mahkûmdur.”
Özcan ayrıca, SPD içinde Türk toplumuna ve İslamiyet’e sahip çıkan isimlerin dışlandığını ifade ederek, “Türkiye’ye ve İslamiyet’e sahip çıkıyorsanız, orada hemen dışlanıyorsunuz” dedi. SPD’nin bazı ırkçı eğilimlere sahip siyasetçilere alan açtığını belirten Özcan, “Thilo Sarrazin gibi isimler SPD içinde en yüksek makamlara gelebildi. Irkçılık düşüncesiyle hareket eden bir kişi nasıl bu kadar yükselebilir?” diyerek partiyi sert bir dille eleştirdi.
SPD’den ayrıldıktan sonra yeni bir siyasi hareket başlatma kararı alan Özcan, DAVA Partisi’nin kuruluş sürecini şöyle anlattı:
“DAVA Partisi’nin temelleri bir düşünce derneği ile atıldı. Türk toplumunu ve diğer azınlıkları daha güçlü bir şekilde temsil eden bir siyasi oluşuma ihtiyaç duyduğumuzu fark ettik. Biz artık bu saatten sonra kendi gücümüze güvenmezsek bir yere varamayacağız. Almanya’daki Türk ve yabancı kökenlilerin sorunlarına çözüm üretmek için siyasete daha aktif katılmamız gerekiyor. Dava Partisi bu ihtiyacın bir sonucu olarak ortaya çıktı.”
Özcan, DAVA Partisi’nin yalnızca Türk toplumunu değil, Almanya’daki tüm azınlıkları kapsayan bir parti olduğunu vurgulayarak, “Biz burada, Almanya’da bir şey değiştirmek istiyorsak siyasete girmeliyiz. Güçlü bir toplum olabilmek için siyasi arenada daha fazla yer almalıyız” dedi.
Özcan, partinin Almanya’da yaşayan Türklerin ve göçmenlerin sorunlarını ele aldığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Sürekli olarak DAVA Partisi’nin Türkiye ile bir bağlantısı olup olmadığı soruluyor. Biz her seferinde tekrarlamak zorunda kalıyoruz: DAVA Partisi burada yaşayan bizlerin sorunlarını esas alan ve Almanya’daki göçmenlerin hakları için mücadele eden bir partidir. Türkiye ile herhangi bir organik bağımız yok.”
Son olarak, DAVA Partisi’nin temel amacının Almanya’daki azınlıkların siyaset sahnesinde daha güçlü temsil edilmesini sağlamak olduğunu belirten Özcan, “Kendi gücümüze güvenmezsek, hiçbir yere varamayız. Artık siyasette daha aktif rol almamız gerekiyor” diyerek sözlerini tamamladı.
