Özrü Kabahatinden Büyük

Nihat ERCAN

(TGH Onursal Başkanı)
ni.ercan@googlemail.com

                                              Özrü Kabahatinden Büyük


Avrupa ́da Birlik var. Avrupa Birliğinde Parlamento Seçimleri var. Avrupa’da Savaş var: Rusya-Ukrayna Savaşı. Avrupa ́da Faşizan güçlenen toplumsal ve politik gelişmeler var. Avrupa’da yabancılar Sığınmacılar Krizi var. Avrupa ́da tarih var, çok yıkıcı savaş anıları var,
Hitler, Musolini ırkçı faşizmin acıları var, soykırmlar var, Emperyalizm, koloniyalizm var, Kiliseler ve Vatikan var. Bilim var,teknik var, sanat var, Felsefe var. Demokrasi var, Barış var, çevre bilinci var. Avrupa ́da Çelişkiler var.

Avrupa’da Koalisyon Hükümetleri var. Almanya’da da Koalisyon Hükümeti var: Sosyal Demokratlar, Hür demokratlar, Yşiller Koalisyon Hükümeti. Başbakan Olaf Scholz. Yardımcısı Yeşillerden, Dış İşleri Bakanı bir Kadın, Maliye Bakanı hür Demokratlardan Lindner. Rusya-Ukrayna savaşı tüm ezberleri bozdu, İsrail-Gazze savaşı düşünceleri bulanıklaştırdı. Olaf Scholz daha ağırdan alarak direniyor sanki Savaşa karşı. Ağır silahların Ukraynaya verilmesine karşı direniyor, Rusya ́nın daha fazla zorlanarak Putin ́in hışmından çekiniyor, bir büyük savaş yıkımını yaşatmak istemiyor Avrupa ́ya. Birinci ve ikinci Dünya Savaşlarının acı tarihlerinin bilincinde, bir biçimde bu savaşın sona erdirilmesi yanlısı izlenimi veriyor. Barış için, edilgin tutum takınarak yönetmeye çaba gösteriyor süreci.

Onun bu tutumu, duruşu, görünmeyişi, kaçışı, konuşmayışı, sakinliği deli ediyor her boydan ve soydan şahinleri. Bir Hür Demokrat partili Kadın politikacı , Millet Vekili ve Avrupa Parlamentsu için Baş aday, Strack-Zimmermann öfkesini dizginleyemeyerek:“Olaf Scholz ́un politikadaki sosyal iletişimlerinde ve yaptıklarını yurttaşlara açıklamadaki yeteneksizliğinde otizm özellikleri olduğunu“ söylüyor kamuoyuna. Hoş geldin büyük sav! Bilimsel kanıtı var mı ki! Olmaz ki Avrupa’nın orta yerinde bu sözü etmek. Kendisini, „saygı sınırı aşmakla, edepsizlikle, ve saygısızlıkla, karalamakla eleştirdi Sosyaldemokrat Parti Başkanı ve Genel sekreteri. Özür dilemiş bu eleştirilerden sonra: Olaf Scholz ́dan mı? Hayır, Otizm Hastalarından. Yani Scholz’u yine otizmli olarak mı nitelendiriyor ve bu özelliğinden dolayı mı özür diliyor acaba?! Özrü kabahatinden büyük!

İyi de, peki bize ne oluyor da etkileniyoruz, ilgileniyoruz bu eylemden? Biz O.Scholz’u ta Altona’dan ilçe politikacılığı döneminden beri tanırız. TGH salonuna yabancılar konulu toplantılara sıkça katılır, görüşlerini, önerilerini belirtirdi. Eşi Britta Ernst de eğitim anadili konulu toplantılarımızın katılımcısıydı sürekli. O zamanlarda da sakindi, türkçe deyimle efendi bir kişilik sergilerdi. Gülümserdi sert eleştirilerimizi kendisine yöneltince. Ben mi? Kendisinin Hamburg’da SPD başkanı, Senatör, Belediye Başkanı olduğu dönemlerde çokça tartıştığımız olmuştur. Bir keresinde, „SPD ile yabancılar, göçmenler sorunlarını çözümlemek çok zor oluyor ama spd’siz de bir yaprak bile kımıldamıyor“ diyerek hem yermiş ve hem de övmüştüm, onun tepkisi sakince kısa bir „evet“ olmuştu. Yine SPD binasındaki, Türkiye politikası eleştirilerine, özellikle CHP’yi ulusalcı katı laik bulduğunu, parti tüzüğünü, spd’ninkine benzeterek almalarını önerince, sözünü kestim ve „buna biz de Tanzimat Kafası“ denir, CHP için sosyal demokrat tüzük ve programı en iyi biçim ve içerikte hazırlayacak yetkinlikte insanların olduğunu“ söyleyince bize biraz bozulmuştu. Daha önceden de bizim TGH yönetim kuruluyla yaptığımız, çifte Vatandaşlık toplantısında, özellikle dönemim İçişleri Bakanı O. Schily’i çok sert eleştirdik ve kendilerini döneklikle suçladık ve toplantıdan protestoyla ayrılmıştık. O da bize uzunca bir süre görüşme olanağı vermedi ve bir de bizi saatlerce bekletmişti, ki biz de ona gereğini yaptık, eleştirilerimizin dozunu, artırdık, sertleştik. Bir de ciddi bir hata yapıldı, bizim bir TGD Kurultayında. Ben salona gecikerek geldim, Eski Almanya Büyükelçimiz ve CHP Milletvekili O. Öymen’i hava limanında karşıladığımız için. Konuklar yerlerini almışlar, Genel Başkan açış konuşmasına başlamak üzereydi, Öymen’i de en ön sıradaki protokol yerine yerleştirerek yanına oturmak üzereydim​ ki, üçüncü sıranın en ucunda oturan O.Scholz’u gördüm. Hemen yanına gittim, hoş geldin den sonra, onu en ön sıradaki benim yerime buyur ettim. Ben onun yerine oturdum. Bizim arkadaşlar unutmamışlardı bize yapılanı ama üst düzey bir politikacının konuğumuz olarak katıldığı toplantımızda bu densizliği yapamazdık. Daha sonraki bir görüşmemizde bize „günü geldiğinde Çifte Vatandaşlık gerçekleştirilecektir“ sözünü verdi ve gülerek ekledi: „O gün oturup sizlerle rakı kadehlerimizi tokuşturacağız“. Uzunca sürdü ama 2024 ́te bu gerçekleşti. Ama rakı kadehlerimizi daha tokuşturamadık! SPD ile zor oluyor göçmenlerin sorunlarını çözümlemek, ancak SPD’siz bu konularda yaprak kımıldamıyor! Onlarca ortak anılarımız vardır Olaf’la, Sayın Başbakan Olaf Scholz’a saygılarla…

Evet çok öncelerden tanırız Sayın O.Scholz’u. Yukarıda bir Hür Demokrat Partili bayan politikacının onu nitelendirmesine, katılamıyoruz. O.Scholz’un kariyer tarihi, yaşamı onun gerçek durumunun kanıtıdır. Savaşa karşı olması böyle bir sanal özellik kazandıysa bu da değerlidir. Kabul edelim ki böyle bir özellik savaşı engelleyecekse, diğer çıkarcı niteliklere yeğdir insanlık gözünde. Üstelik bu bayan politikacı Alman Parlamentosunda Savunma Komisyonu Başkanlığı da yapıyor. Ukrayna’ya silah yardımının hızlı ve yoğun, ağır silahlar olmasını savunuyor. Scholz ́a bu nedenle çamur atıyorsa, barıştan değil daha çok savaştan yanaysa, biz elbette kendisine karşı Sayın Scholz ́u barışcıl, edilgen duruşu ve tutumundan dolayı savunuruz. Evet hemen barış, şimdi barış için tavır almak, HAKLILIKTIR. Dayan Olaf Scholz, seninleyiz, barışın yanındayız, savaştan yana olanlar, daha çok silah, daha çok kan ve gözyaşı, ve hatta evrensel yıkım demektir. Bunu önlemek için politika yapmak değer herşeye.

 

Yazarın Tüm Yazıları


İlgili Haberler

Bunlarıda begenebilirsiniz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir