goktenkucuk@hotmail.com
90’lı yıllarda rahmetli Erbakan’ın söylediği “kansız mı, kanlı mı olacak bilemem ama mutlak iktidar olacağız” sözlerini hatırladınız mı? 70’li yıllardan itibaren Milli Cephe hükümetleriyle “Milli Eğitim, İçişleri Bakanlığı” kadrolarında ki kadrolaşmaya hepimiz zaman sürecinde şahit olduk.
12 Haziran 2011 seçimlerinin ardından kurulan 61. Hükümetin bir Milli Eğitim Bakanı var. Hatırlayalım : ismi Sayın ömer çelik. Kimdir Sayın Prof.Dr. ömer çelik?
[19-21 Mayıs 1995 tarihinde Sivas’ta yapılan “21. Yüzyıla Girerken Dünya ve Türkiye Gündeminde İslam” konulu sempozyumda yaptığı konuşma, “Bilgi ve Hikmet Dergisi”nin Güz-1995 tarihli 12. sayısında yayımlanmıştır.
Yazı / konuşmada; İslam’ın bir “hayat tarzı” ve hayatın (Siyasi, sosyal, kültürel, iktisadi…) tüm yönlerini kapsayan bir “sistem” olduğu vurgulandıktan sonra “bürokratik devlet” ve “modern devlet” olarak nitelenen Cumhuriyetin çağdaşlaşma çabaları eleştirilmiş ve
“Yine başlangıçta kurulurken ortaya atılan Cumhuriyetin ilkesinin de zayıfladığı ve işlevini kaybettiğini görüyorum. Halk için ve halk adına yönetim diye tarif edilen Cumhuriyet kavramının aslında bizim için çok fazla bir mana ifade etmediğini söylememiz de mümkündür” demiştir.
“Türkiye’de Cumhuriyet ilkesinin yerini katılımcı bir yönetime devretmesi gerektiği ve nihayet laiklik ilkesinin yerine İslam’la bütünleşmesinin gerekli olduğu inancını taşıyorum. Böylece, Türkiye Cumhuriyeti’nin başlangıçta ortaya koyduğu bütün temel ilkelerin; laiklik Cumhuriyet ve milliyetçilik gibi bir çok temel ilkenin yerini daha çok katılımcı, daha adem-i merkezi, daha çok Müslüman bir yapıya devretmesi zorunluluğu ve artık bunun zamanının geldiği düşüncesini taşıyorum.” ]
Veee
2005’te YöK Genel Kurulu, ömer Dinçer hakkında ‘İşletme Yönetimine Giriş isimli kitabında intihal yaptığı’ gerekçesiyle, ‘üniversite öğretim mesleğinden çıkarma cezası’ verdi. 2008’de Ankara 1. İdare Mahkemesi intihal gerçekleşmiştir hükmü ile, ömer Dinçer’in, YöK tarafından ’intihal’ yaptığına ilişkin verdiği karara yaptığı itirazı reddetti.
(29 Aralık 2010 tarihli ‘YöK Müşterek İnceleme Raporu’nda ise Dinçer’in eserinde intihal yapılmadığı rapor edilmiştir.)
Sayın ömer çelik’in bakan olduktan sonra yaptığı uygulamaları kısaca özetlersek,
Milli Eğitim Bakanlığı’ndaki teşkilat yasasının temeli olan “Atatürk İlke ve devrimlerinin” öğretilmesi kapsamındaki madde kaldırılmıştır.
İlköğretimin 8 yıla çıkarılmasıyla İmam Hatip okullarına başlama sınıfı 9. yıldan sonraya getirilmiştir. Şimdi ise eğitim 1+4+4+4 şeklinde düzenlenerek, İmam Hatip Okullarına başlama sınıfını 5. sınıfa çekilmiştir. Ayrıca 4. sınıftan itibaren seçmeli ders olarak çocukların ARAPçA öğrenmelerine olanak sağlamıştır. Erişkinlerin bile öğrenmekte büyük zorluklarla karşılaştığı sağdan sola yazılan Arapça, genç beyinlere işlenmek istenmektedir.
Nihayet gerekçelerine kargaların bile güldüğü nedenlerle 11 Ocak 2012 de Milli Eğitim Müdürlüklerine gönderilen bir genelge ile “19 Mayıs Atatürk’ ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı Ankara dışındaki illerde okullarda kutlanacak.
19 Mayıs törenlerinin hazırlık döneminde öğrencilerin hava koşullarından etkilenmesi, derslerinden geri kalmaları gibi gerekçeler ileri sürülüyor. Yalnız Ankara’da stadyumda kutlanacakmış. Demek ki, Ankara’nın hava şartları Güney illerimizden daha elverişli! Ayrıca Ankara’daki öğrencilerimiz derslerinden geri kalmayacaklar mı? Ben olsam tüm Milli Bayram kutlamalarını yasaklardım. Nasıl olsa her yıl nedense hep 23 Nisan kutlama günlerine yakınlaştırılarak kutlanan “Kutlu Doğum Haftası” var.
Ha, bu arada Diyanet İşleri Başkanlığının ilköğretim ve Lise öğrencilerini bu sömestri tatilinde büyük maddi olanaklar sağlayarak Umre için Mekke-Medine’ye götüreceğini de unutmayalım lütfen. Ne de olsa Ata’mızın ‘çağdaşlaşma’ hedefini çoktan rafa kaldırdık.
Uyanalım mı artık karşı devrime KARŞI çIKMAK için?